25 Mayıs 2012 Cuma

Orkide Bakımı ve Yeniden Çiçeklendirme


   



 satın aldınız yada biri size orkide hediye etti er yada geç çiçekleri dökülecektir. Çiçekler solduktan sonra orkideniz gayet sağlıklı olmasına karşın yeniden çiçeklenmiyorsa bunun bazı nedenleri olabilir.

Çiçek Sapını Budama

En yaygın tür olan orkide çiçekleri döküldükten sonra yeniden çiçeklenmesi için budanması gerekir. Eğer çiçek sapı sarı veya kahverengine dönüşmüşse kurumuş demektir yeniden çiçek sapı üretmesi biraz zaman alacaktır. Bu yüzden çiçek sapı yeşilken budanmalı uyuyan gözlerin dallanması teşvik edilmelidir. Phalaenopsis yıl içerisinde aynı çiçek dalından 2-3 kez çiçek açabilir. Budama çiçek sapının ortasından veya alttan itibaren sayıldığında 3. gözün 5 santim üzerinden yapılmalıdır.

Sıcaklık Ayarı

Ev ortamında gece gündüz sıcaklık farkları bir birine çok yakın olduğundan çiçeklenme olmayabilir. Doğal yaşam koşullarında orkideler 8-10 C derecelik gece gündüz sıcaklık farkında yaşarlar. Orkide geceleri serin bir alana alınarak bir süre bakılarak yeniden çiçeklenmesi için teşvik edilir. Sıcaklık farkı 8-10 derece olan iklimler de yaz ayların da dış ortama alınarak bu isteği karşılanabilir.

Işık

Orkidenizin yaprakları çimen yeşili veya tonlarında olmalıdır. Eğer çok koyu yeşilse yetersiz ışık aldığının göstergesidir. Orkide az ışık alırsa çiçek üretmek için gerekli enerjiyi karşılayamaz. Doğrudan gelen ışınlardan korumak şartıyla alıştıra alıştıra daha aydınlık bir alana taşınmalıdır.

Karanlıkta Bekletme

Herşeyi yaptınız ancak durumda değişiklik yoksa çiçeklenme için küçük bir ipucu bazen orkideler çok karanlık bir alanda gün için de en az 12 saat kadar bekletildiğin de yeniden çiçeklenme için kandırılabilirler.

Düşük Nem

Orkideler çok düşük neme maruz kaldığın da çiçeklerden su kaybetmemek için kendini korumaya alır ve çiçek üretmezler. Çiçek üretimi için %60 bağıl nem seviylerine çekilmelidir.


alıntdır




Orkide Saksısı


Orkide saksısı nasıl olmalı?

Orkide türleri arasında istekleri bakımından bir çok farklılıklar vardır. Saksı seçimi yaparken bitki ihtiyaçları göz önüne alınarak iklim şartları ve bizim bakım şartlarımıza göre saksı seçimi yapmak sağlıklı orkideler yetiştirmek için hayati önem taşımaktadır. Seçeceğiniz saksı türü sulama sıklığını, gübrelemeyi ve sık sulamada karşılaşacağınız tuzlanma problemini etkileyecektir. İsterseniz orkide yetiştirmek için en sık kullanılan orkide saksılarını yakından inceleyelim.

En çok kullanılan orkide saksıları

  • Plastik saksı 
  • Toprak saksı 
  • Sepetler

Plastik Saksılar

Kurak iklimlerde ve iç mekanlarda buharlaşma yüksek olduğundan nem isteği yüksek bitkiler için plastik saksı kullanımı nem dengesi açısından daha iyi bir seçenek olur. Epifitik (Epiphyte) orkidelerin aynı yaprakları gibi kökleriyle fotosentez yapabilme özellikeri olduğundan şeffaf saksı kullanımında köklerin güneş görmesi sağlanır. Şeffaf saksıların bir diğer avantajı kök bölgesini izleyebilme şansı tanımasıdır. Bu sayede köklerde herhangi bir zararlanma var mı veya sulama zamanı gelmiş mi tespit edilebilir ayrıca saksı çeperine zararlıların yuva yapma şansı olmadığından sağlıklı saksılardır. Hafif ve sağlam olmaları avantajları arasında olmasına rağmen uzun boylu orkideleri taşımakta güçlük çekmeleri tek dez avantajları sayılabilir. Dış mekanlara yerleştirildiklerinde mutlaka saksı sabitlenip devrilmesi engellemelidir.
Orkide saksısı

Toprak Saksılar

Nemli bölgeler için daha uygun bir saksıdır. Sıcak iklimlerde bitki kökünü serin tutar. Ağır olması sebebiyle dış mekanlarda yetiştirilecek orkideleri devrilmekten korur, özellikle uzun boylu orkideler için bu özellik iyi bir avantaj sağlar. Fazla sulama yapılması durumunda suyun fazlasını gövdesinden tahliye edebilir. Gözenekli yapısı köklerin hava almasını sağlar. Hafif nemli ortamlardan hoşlanan ve iki sulama arasında kurumasına müsade edilen orkideler için iyi bir seçimdir.

Sepetler

Hindistan cevizi liflerinden yapılmış sepetler asılarak yetiştirilen orkideler için vazgeçilmez bir seçenektir. Hafif olması, uzun süre çürümeden kalabilmesi kullanımını kolaylaştırır. Her yerinden hava almasından dolayı plastik saksılara ve toprak saksılara göre çok daha sık sulama ihtiyacı vardır. Gelişmiş kök yapısına sahip orkideler için iyi bir seçimdir. Bünyesindeki bitki besin elementleri orkideyi besler.


alıntıdır

Evde Orkide yetiştirme

Afrika menekşesinin yetiştiği her ortamda Orkide de yetişebileceğini biliyor muydunuz?










Bir çok kişi Orkide yetiştirmenin güç olduğu fikrine sahip oysa orkide yetiştirmek diğer ev çiçeklerini yetiştirmekten farksız.

Evde yetiştirdiğimiz orkideler dünyanın tropik ve yarı tropik iklim kuşaklarından geliyor. Evde başarılı orkide yetiştirmenin altın kuralı evimize uygun orkide türlerini seçmekten geçiyor. Yetiştirmesi en kolay ve en ucuz orkide türü Phalenopsis. Bu türün çiçekleri çok uzun ömürlü ve iki ile altı ay arasında çiçekli kalabiliyor. Bazı Paphiopedilum türleri de Phalenopsis gibi yetiştirmesi kolay.

Evimizin ortalama sıcaklık durumunu  dikkate alarak seçim yapacak olursak phalaenopsis, doritis, ve bazı paphiopedilum, dendrobium türleri sıcak seven orkide türleridir. Genel olarak en iyi yetişme sıcaklıkları 18-27 C derece arasında ki sıcaklıklardır. Cymbidium, odontoglossum, miltonias, ve bazı paphiopedilum, dendrobium türleri soğuk seven orkide türleridir. Bu türler için en iyi yetişme sıcaklıkları 12 - 21 C derece arasında ki sıcaklıklardır.

Orkideleri evin hangi penceresine yerleştirirseniz yerleştirin öğlen dik gelen güneş ışınlarından korumanız gerekir. Perde veya jaluzi arkasına yerleştirmek aynı ormanda palmiyelerden süzülen ışık gibi orkideler için mükemmel bir yer olacaktır.

Nem orkideler için çok önemlidir. %40-80 arası bağıl nem uygundur. Çakıl dolu tepsilere su doldurmak suretiyle nem miktarı artırılabilir. Bunu yaparken dikkat etmeniz gereken nokta orkide saksısı çakıl üzerine oturtulduğunda su seviyesinin çakıllardan altta olmasını sağlamaktır. Spreyle günlük su püskürtmek de nem oranını artırmaya yardımcı our.

Sulama sıkılığı ortamın bağıl nemine, saksı harcının yapısına, saksı türüne (toprak veya plastik)  ve büyüklüğüne göre değişim gösterebilir. Genel olarak orkideler iki sulama arasında kurumayı severler. Yavru orkideler, etli köklü ve yaprakları ince orkideler  sürekli nemli kalmayı tercih ederler.

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Çiçekli Ev Resimleri

Doğa bu kadar güzel miydi........... Yaşadığınız yeri cennete çevirebilirsiniz...........
Siz de bu güzel evlerden birinde yaşamak istemez miydiniz..



23 Nisan 2012 Pazartesi

Kaktüs







Kaktüsler bol güneşe ihtihaç duyar. Tropik bir bitki değildir, İstanbul'da açık havada yetiştirilmesi kolaydır. Kışın dondan zarar görmez, tam tersine kışın üşümesi kaktüs için faydalıdır. Kış boyunca ne kadar soğukta kalırsa yazın çiçek açması o kadar kesinleşir. Ama şimdi bunu öğrenince devamlı evde beslediğiniz kaktüsünüzü kış ortasında dışarıya koymamalısınız. Bu durumda büyük bir ihtimalle ölecektir. Önce yazın dış ortama alıştırmalısınız.

Ne zaman sulamalı?
Hiç şüphe yok ki, sulamadan kaynaklanan kaktüs ölümlerinin büyük bir yüzdesi az değil çok sulamaktandır. Aşırı su kaktüs köklerinin çürümesine neden olur. Bildiğimiz gibi, kaktüs ve diğer sukkulentlerin tamamı, uzun süreli susuzluğa dayanabilecek şekilde evrimleşmişlerdir, o nedenle eğer tereddüdünüz varsa, sulamamak daha doğru bir tercihtir.

Genel olarak kaktüslerin suya ihtiyaç duydukları dönem, aktif olarak büyümekte oldukları dönem, yani ilkbahar yaz dönemidir. Bu dönemde serbestce sulanabilirler, ama diğer mevsimlerde mutlaka dikkatli olunmalıdır. Kış döneminde ya hiç sulanmamalı, ya da çok az su verilmelidir. 

Kaktüsler, ülkemizde mart ayı sonlarında hafif sprey şeklinde sulanmaya başlanır. Nisandan Mayıs ortalarına kadar 15-20 gün arayla devam edilir. Eylül başına kadar 1-2 haftada bir sulanır. Tekrar azaltılarak ekim başlarında sulama kesilir. Çok spesifik birkaç tür dışında kışın sulama yapılmaz. Kaktüslere su verilirken tek şart iki sulama arasında toprağın tamamen kurumuş olmasıdır. Epifitik kaktüs türleri ve diğer diğer sukkulentlerde sulama biraz daha farklıdır.

Susuz yaşamak
Uygun olmayan ışık ve ısı koşulları kaktüslerde kalıcı hasara neden olabilir, ama susuzluk böyle bir sonuç doğurmayacaktır. Susuz kalmış bir kaktüs, sadece uykuya geçecektir. Su kaybı nedeniyle bir miktar buruşacaktır ama yeniden sulandığı zaman da çabucak eski sağlıklı haline geri dönecektir. 

Burada kural, uyku döneminin iyi ayarlanabilmesi amacıyla doğru zamanda suyun kesilmesidir. Sonbaharda havaların serinlemeye başlamasıyla birlikte bitki daha az suya gereksinim duymaya başlar. Bu dönemle birlikte su yavaş yavaş azaltılmalı ve havaların iyice soğumaya başladığı zamanda da tamamen kesilmelidir. (Burada kaktüslerle diğer sukkulentlerin beklentileri farklı olabilir buna dikkat etmekte yarar vardır).

Diğer sukkulentler biraz daha fazla suya gereksinirler, ya da mesela Schlumbergera gibi kış döneminde aktif olan bazı türlerin özel durumları göz önüne alınmalıdır, bunun dışında, kaktüsler, genel olarak kış döneminde az sulanarak ya da hiç sulanmayarak, rutubetsiz bir ortamda dinlenmeye bırakılmalıdırlar. İlkbahar başlangıcında, önceleri haftada bir sprey ile uygulanan su, büyümenin görülmeye başlamasıyla birlikte artırılmalı, havaların ısınmasıyla birlikte de daha serbest bir sulama rejimine geçilmelidir. Yaz döneminde haftada bir ya da iki haftada bir sulama uygun ve yeterlidir. Yaz döneminde de daha sık yapılacak sulama sorunlara neden olabilir. Belirttiğimiz gibi, haftada ya da iki haftada bir yeterli ve emniyetlidir.

 Günün hangi vaktinde sulamalı?
Sulamanın yapılacağı en iyi vakit sabah erken saat ya da akşamüstüdür, böylelikle bitkiler gerek üzerlerine gelmiş olan suyu ve gerekse topraktaki suyu bünyelerine alacak zamanı bulurlar. Parlak güneşin olduğu bir anda sulamak, bitkileri yakabilir. 

Çok sıcak yaz günleri dışında akşamüstü suyu pek iyi değildir. Kuruma süresi bir gece artmış olur. Hedefimiz verilen suyun olabilecek en kısa sürede kurumasıdır! Yani az su verilecek, bu su drenaj deliklerinden anında akacak ve toprak çabucak kuruyacak. Kural budur.

Pek çok kaktüs kuru bir atmosferi tercih ederler, ancak epifitikler olarak adlandırılan tropik kaktüsler sıcak ve rutubetli ortamları severler. İç mekanlarda bunu sağlayabilmek için, ısı 21-32 derece arasında olmalıdır. Rutubeti sağlamak için de, bir el spreyi kullanarak çevredeki rutubeti artırmak gereklidir. Sulamayla birlikte, düzenli olarak sprey kullanmak yararlı olacaktır. Diğer kaktüsler gibi bu bitkilerin de kuraklığa dayanıklı olduklarını hatırlatalım.

Gövde çürüğüyle mücadele
Aşırı soğuk ve rutubetli ortamlarda tutulan, ya da zayıf kökleri olan kaktüslerde çürüme olabilir. Kök mantarı bitkinin derisinde gelişir ve bu bölgeyi yumuşak, gevşek bir duruma getirir. Zaman içinde bu bölge kararır. Eğer bu tür bir mantar sorunu olacak olursa, sağlıklı bölge kesilerek ayrılıp yeniden dikilebilir. Geri kalan kısım atılmalıdır. Tabii dikilmiş olan bitkinin başına da aynı şeyin gelmemesi için olumsuz koşullar değiştirilmelidir. (ısı artırılmalı ya da rutubet azaltılmalı, kuru bir ortam sağlanmalıdır.) Dış ortamlarda toprağa dikili olan bitkilerde benzer bir sorun yaşanması halinde bakır sülfat uygulanabilir. 

Işık
Hemen tüm kaktüsler, sağlıklı olabilmek için, büyüme dönemlerinde güneş görmek zorundadırlar. Kış döneminde nispeten az ışık seviyelerini tolere edebilirler (çünki bu dönemde uykuya geçmişlerdir, ama kış dönemde bile aslında ışık isterler) Eğer kaktüslerinize evde bakıyorsanız, yapılacak en iyi şey, bitkileri cam kenarında tutmaktır. Işığın yetersiz olduğu koşullarda, suni ışık takviyesi yapabilirsiniz. Işık yetersizse, bitki sağlıksız bir biçimde uzamaya başlar. Gövde rengi solgunlaşır. Böyle bir durumda, yapılacak en iyi iş, etkilenmiş bölümleri kesmek, bitkiyi bol ışık alan bir yere taşımaktır. 

Işığa duyarlı bitkiler
Bazı kaktüsler ve sukkulent bitkiler ışığa duyarlıdır. Bunların çiçek açabilmesi için günde 12 saatten az ışık alması gerekir. Doğal olmayan bir ışık kaynağı bile işi bozabilir. Örneğin Schlumbergera bu cins bir bitkidir. Kışın, çiçek açabilmesi için az ışık alması gerekir, bu nedenle eğer bulunduğu yer gece kullanılan bir odaysa ve bu odada lamba yakılmaktaysa, büyük olasılıkla çiçek açamayacaktır. Böyle bir durumda bitkiyi az kullanılan bir odaya taşımak doğru olur. 

Güneş sevenler
Çöl koşullarında yaşamaya göre evrimleşmiş olan kaktüsler direkt güneş ışığı görmeyi tercih ederler. Ilıman bölgelerde toprağa dikilmiş olan bitkiler dışarıda en güzel şekilde yetiştirilebilirler. Ama dışarıya dikmek için ısının 16 derecenin altına düşmemesi gerekir. Aksi halde en uygun olan, bu bitkilere evin içinde bir pencere kenarında bakmaktır. 

Güneş seven türler bile yaz döneminde bir miktar korumaya ihtiyaç duyabilirler. Özellikle genç bitkiler, birden bire güneşe çıkartılmamalıdır. Öncelikle yarı gölge bir yerde bir süre tutulup dış ortama alıştırılmalı daha sonra güneşe alınmalıdır. Güneşin çok parlak ve kavurucu olduğu Temmuz-Ağustos aylarında bir miktar gölgeleme yapmak yaralı olacaktır. Böylelikle kavurucu güneşin gövde ya da yaprakları yakması engellenmiş olur. 

Kuru gölge sevenler
Bunlar, aslında çöl bitkileridir, ancak gelişebilmek için direkt ışık yerine süzülmüş, yarı gölge bir ortamı tercih ederler. Bazıları rutubetli ortamda çürüyebilir, ve uzun süre direkt güneş ışığına maruz kalırsa yaprakları yanar. 

Islak gölge sevenler
Tüm kaktüsler direkt ışık ve kuru ortam severler diye bir genelleme de yapılamaz. Bazıları, epifitik olarak bilinenler, rutubet ve gıdayı atmosferden alırlar. Bu nedenle de bu tür bitkiler ışığın süzülerek geldiği, rutubetin yüksek olduğu bir ortamda daha iyi gelişirler. Doğal ortamları, tropik ormanlarda ağaç tepeleridir. Süzülerek gelen ışığı yakalayabilmek için uzun ve geniş yaprakları vardır. Zaman zaman su püskürtmekten yarar göreceklerdir. 

Isı
Kaktüs ve sukkulentlerin çoğu yazın büyürler ve kış döneminde uyku moduna geçerler. Yine de şunu akılda bulundurmak gerekir ki, sıcak ya da soğuk anlamında, aşırı şartlar oluşacak olursa, doğacak olan şok nedeniyle mevsimden bağımsız olarak bitki yine uyku fazına geçer. Büyüyebilmek için kaktüsler genelde 16 derecelik bir ısıya gereksinim duyarlar.

Tropikal olanlar daha da yüksek ısılarda gelişirler (21-32 derece) Bazı kaktüsler sıfır dereceye kadar düşen sıcaklara kısa bir süre için dayanabilirler. Ancak böyle bir soğuğa uzun süre maruz kalan bir bitkinin yumuşak dokuları (özellikle yeni büyümüş olan bölümleri) hasar görebilir. Önce gövdede yaralar oluşur, sonra da toptan çöker. Soğuk vurmuş olan bitkileri yaşatabilmek için ısıyı artırın, böylelikle yara oluşmuş bölümü kurutmak ve küflenmeyi engellemek mümkün olabilecektir. Mümkünse bu bölgeyi kesmek de düşünülebilir. 

Sera şartlarında yazın güneşli günlerde ısı 40 derece C'e kadar ulaşabilir. Bu durumda havalandırma yapmak, hatta olanak varsa fan kullanmak çok önemlidir. Ülkemizde güney sahilleri dışında kışlar genellikle serttir. Bu nedenle serayı az da olsa ısıtmak gerekir. Çoğu kaktüs türü için 5-8 derece minimum yeterlidir. Diğer sukkulentlerde ise genelde 10 derece üstü minimum sıcaklık gerekir. Eğer bitkilerimiz cam kenarında veya balkonda yaşıyorsa, kışın içeri alınması zorunludur.

Havalandırma
Eğer bitkilerinize bir serada bakıyorsanız, hem yaz hem kış döneminde, cereyan yapmayacak şekilde bir havalandırma yapmanız gerekir. Sera içindeki havanın aşırı rutubetlenip kaktüslerde çürümeye neden olması önlenir. Ev içinde cam kenarında baktığınız bitkiler de, yaz döneminde dışarıda, havadar bir yerde durmayı tercih edeceklerdir. Ev bakımında sorun, pencere kenarlarının yine de arzu edilenden sıcak olması ihtimalidir. Genellikle kalorifer petekleri pencere altında olduğundan, saksının durduğu ortam sıcak olabilir.

Aslında en iyisi, bitkileri kış döneminde ev dışında bir balkon serasında tutmaktır. Burada da ısının sıfırın altına düşmemesini sağlamak gerekir. Güney cephesindeki bir balkon en doğru seçimdir. Ayrıca sera içine konacak olan bir maxima-minima termometresi durumu izlemenizi ve kontrol altında tutmanızı sağlar.

Dondan koruma
Eğer dış ortam harareti 5 derecenin altına düşmüyorsa, kaktüsler dışarıda gelişebilirler. Ancak, bu durumda saksı ve çevre ortamın kesinlikle kuru olması gerekir. Yağmurdan korumak için önlemler alınmalıdır. Normalde don olmayan bir bölgede, ara sıra oluşabilecek dondan korumak amacıyla bitkinin üzeri kağıt, balonlu naylon ya da çuvalla sarılabilir. 

Sıcak bölgeler için tavsiyeler
Bu bölümde bakacak olduğumuz türler soğuğa dayanıksız olup, tüm yıl boyunca ısının 16 derecenin altına düşmediği ortamlarda gelişebilecek olanlardır. Ülkemizde bu tür bir iklim olmadığını hesaba katacak olursak, genellikle ev ya da sıcak sera içinde bakılmaları gerektiği gerçeğini göz önüne almak gerekir. Sadece yaz döneminde dışarı alınmalılardır. Soğuk havalar başlamadan önce de içeri alınmaları gerekir. 

Ilıman iklim kaktüsleri
Her ne kadar bu kategorideki bitkiler dış ortamda, sıfıra yakın sıcaklıklara kısa süreli olarak dayanabilirlerse de, en iyi büyümeyi 5 derecenin altına düşmeyen ortamlarda gösterirler. Her kış, sıfırın altına düşen yerlerde bitkilerin kış döneminde içeri alınması veya bir koruma örtüsü altında, ya da bir balkon serasında tutulması uygundur. 

Soğuk bölge kaktüsleri
Eksi 15 derece kadar düşük sıcaklıklara dayanabilen pek az kaktüs türü vardır. Bunlar da ancak kuruysa ve kendilerini ayazdan koruyabilecek bir kar örtüsü altındalarsa bunu başarabilirler. Bunların çoğu küçük bitkilerdir, yer örtücü görünümündedirler. Sedum ailesinin hemen tüm üyeleri bu yeteneğe sahiptirler. 

Bakım 
Evde, bir pencere kenarında bakmakta olduğunuz dikensiz bir tür, bir iki sene içinde yavaş yavaş tozlanmaya başlar. Toz birikimi zaman içinde kaktüsün ışık alışını engeller, temizlenmelidir. Dikensiz türlerde bu işi bir fırça yardımıyla halledebilirsiniz, ama eğer dikenliyse, bu durumda bir saç kurutma makinesini 15 cm kadar uzaktan, (soğuğa ayarlı olarak) üfleterek tozu uzaklaştırabilirsiniz. Yaz döneminde hortumla yıkamak da düşünülebilir, ama bu işi sabah saatlerinde, güneş şiddetlenmemişken yapmak ve bitki kuruyana kadar gölgede tutmak gerekir. Aksi halde gövdede kalan su damlaları yanmaya neden olabilir. Yıkadığınız suyun kireçli olması halinde gövde üstünde beyaz lekeler oluşabilir.


20 Mart 2012 Salı

Manolya Çiçeği Nasıl Yetiştirilir

Familya
Magnoliaceae
Latince : Magnolia grandiflora
Türkçe : Büyük Çiçekli Manolya

Manolya Çiçeğinin Doğal Yayılış ve Rakımı
Kuzey Amerika’nın güney bölgelerinde yerli olarak, dünyanın birçok ılıman bölgesin de, özelikle Avrupa ve Türkiye’de de yetişir. Ülkemizde Karadeniz kıyıları ve Marmara Bölgesi’nde yetiştirilmektedir.

Manolya Çiçeğinin Toprak ve Besin İsteği
Optimal gelişimini nemli, gevşek, derin, besince zengin, iyi drenajlı ve asidik topraklarda yapar. Kirece karşı hassastır. Optimal pH=4.0-6.5′dur.

Manolya Çiçeği ve Donlara Duyarlılık
Donlara duyarlıdır. -10 C sıcaklıklara kadar dayanır.

Manolya Çiçeğinin Sıcaklık ve Nem İsteği
Ilıman iklimlerde yetişir. Soğuk iklim şartlarında kışın himayeye ihtiyaç duyar. Deniz soğuğundan hoşlanmaz

Manolya Çiçeğinin Tohum Özellikleri
Bir kese içinde bulunan tohumları çok sayıda, parlak, kırmızımsı renkli ve fasulye tanesi biçimindedir. Tohum olgunlaşma zamanı Eylül-Kasım aylarıdır.

Manolya Çiçeğinin Tepe Şekli
Yuvarlak bir tepe yapar. Tepe çapı 7-8 m.dir.

Manolya Çiçeğini Makaslama ve Budama
İhtiyaç duyulursa vejetasyon devresi dışında hafifçe budanmalıdır.

Manolya Çiçeği Büyüme ve Boylanma
Hızlı büyür. Maksimum 20-30 m. boy yapar.

Manolya Çiçeğinin Kök Yapısı
Büyük ve derine inen kazık kök sistemi geliştirir. Etli yan kökleri toprak yüzeyin hemen altındadır.

Manolya Çiçeğinin Işık İsteği
Işık-yarıgölge ağacıdır.

Manolya Çiçeğinde Meyve ve Çiçek
Meyveleri uzun, oval, 7-10 cm. büyüklüğünde, bileşik kozalaklı ve kahverengi tüylü olup yumurtaya benzer. Mayıs-Ağustos’ta açan çiçekleri 20-30 cm. geniş, çanak biçiminde, beyaz renkli ve güzel kokuludur. Çiçekler hermafrodittir.

Manolya Çiçeğinde Yaprak ve Sürgün
Hep yeşil yapraklan 12-20 cm. uzun, elips biçimli, derimsî, üst yüzü parlak koyu yeşil, alt yüzü pas renginde tüylerle kaplıdır. Sürgünler pas rengi ince tüylerle Örtülüdür.

Manolya Çiçeğinin Üretim Şekli
Tohum, çelik ve aşı ile üretilir. Tohumlar toplanıp temizlendikten sonra kurumadan hemen veya 12-15 haftalık soğuk katlamadan sonra ilkbaharda ekilir. Ekimden sonra çimlenme ortamı kuru kalmamalıdır. Haziran-Ağustos aylarında yumuşak çelik, yanaştırma aşı, durgun göz aşısı ve havai daldırma ile üretilir.

Manolya Çiçeğinin Diğer Özellikleri
Park ve bahçelerde genellikle soliter kullanılır. Rüzgara duyarlıdır. Korunaklı yerlere j dikilmelidir. Kirli havaya dayanır. Çiçeklerini koklarken nefes verilirse çiçeklerin beyaz rengi solar ve kararır.