21 Ekim 2010 Perşembe

Açelya




Açelya yada açalya (lat.azalea; yun.adzeleos,kuru’ dan). Değişik renklerdedir ve bol çiçekli olmasından dolayı çok beğenilen bir çiçek türüdür. Açalya (açelya) küçük orman gülü olarak da bilinir.(Bil.a. Rhododendron indicum; fundagiller familyası.)
Açelya Çiçek Yetiştirme
Kamelya gibi bakılır, ancak toprağı yalnız funda toprağıdır. Güneşten hoşlanmaz, toprağı sevmez, salonlarda pencere kenarına konmalıdır. Çiçekleri döküldükten sonra fidanları açıkça, gölgeli bir yerde bulundurmalı ve akşamları yapraklarına su serpilmelidir. Açelyaların her yıl çiçek açması için yazın iyi bakılması gerekir. Yapraklarının hastalanmaması için üzerine hafif tertipli bordu bulamacı serpilmelidir.
Saksı harcı olarak çürümüş bitkilerden meydana gelen yakıt, yer kömürü (turba) denilen toprak karışımı kullanılabilir. Yazın ise özel bir bakım isterler. Dikkatsiz bir bakım sonunda toprak kuruması yüzünden organizmanın yeni gelişen tomurcukları, filizleri kuruyarak ölebilirler. Açelya çiçeklenme mevsiminden sonra toprağı ve atmosferi nemli tutmak için hergün serpme yöntemiyle sulama yapılmalıdır. Haziran ayında dışarı, fakat gölge yerlere konularak çok sıcak günlerde bol su ile ıslatılmalıdır. Ekim ayında tomurcuklar gelişir ve dokular sertleşir. Bir tek bu ayda kesinlikle içeriye alınmalıdır. Açelya çiçekler Aralık ayında meydana gelirler ve eğer bitki sağlıklı ise ve sıcak bir yerde bulunuyorsa, bir çok yıllar bozulmadan saklanabilir. Daha geniş saksılara alındıklarında büyümeyi kolaylaştırmak için her ilkbahar sıvı gübre verilmelidir.

Cam Güzeli







Impatiens; değişik çiçek form ve renklere sahiptir. İnce ve kırılgan sapları vardır. İyi bir bakımla tüm seneyi çiçekli geçirebilir. Nemli her tip toprakta yetişir. Gölge ya da sabah güneşi sever. 15-150 santimetreye kadar boylanır.

Cam Güzeli; haziran-eylül döneminde çiçeklenir. Solan çiçekleri kesmeyi unutmayın. Böylece yeni çiçek açmasını kuvvetlendirirsiniz. Çelik alma yöntemiyle üretilir. Toprak nemli kalacak şekilde sulama yapın. Yaz döneminde çiçek açtırıcı sıvı gübre uygulayın.



Afrika Menekşesi







Afrika Menekşesi yılın hemen her döneminde açan çekici ve gösterişli çiçekleri, en dar mekanlarda bile yer bulabilen ufak yapısıyla en popüler salon bitkilerinin başında gelir. İlk olarak 1892′de Doğu Afrika’da keşfedildi. Ticari anlamda 1920′lerde Almanya’da gösterime sunuldu. O günden beri şaşılacak kadar çok çeşidi üretildi.

Beyazdan, pembe ve morun her tonunu taşıyan renk skalası, ebruli, çizgili veya düz renk, yalınkat, yarım, tam katmerli, hatta kenarları fırfırlı çiçekleri, aynı şekilde farklı renk ve büyüklükteki yapraklarıyla bu sayı binlerle ifade edilebilir.


Kurallara uyulduğu takdirde yetiştirilmesi oldukça kolay ve memnun edicidir. Sabit ısı, dikkatli sulama, yüksek nem, iyi ışık ve düzenli besleme başarının anahtarıdır.

Afrika Menekşesi Bakımı

Isı : Kışın 15-16 derecenin altına düşmemeli, cereyan ve ani ısı değişikliklerinden kaçınılmalıdır.
Işık : Işığı sever, kışın güney ve doğu, yazın sabah veya akşam güneşini gören bir pencere önü idealdir. Direkt güneş ışığından, özellikle öğle güneşinden sakının.
Sulama : Toprağı kurumaya başlayınca ve daima ılık suyla sulayın. Yapraklarına su değdirmeyin. Ayda bir defa büyük bir kaba su doldurup saksıları içine yerleştirin. Suyun seviyesi saksıların altında olsun. Bir saat kadar bekletip çıkarın.
Nem : Yüksek nem şarttır. Her gün çok ince bir püskürteçle su püskürterek nemlendirin. (Direk yapraklara değil, civarına püskürtmek gerekir). Bu sırada bitkiyi güneşten uzak tutun.

Solmuş çiçek ve yaprakları saplarıyla beraber derhal koparın. Gerekirse saksısını ilkbaharda değiştirin. Bol çiçek alabilmek için saksıda çok fazla kök olmamasına dikkat edin. Kök ayrıçları veya yaprağından kolayca üretebilirsiniz. Yaprağı yarısına kadar toprağa daldırın ve çok fazla sulayarak çürütmemeğe dikkat edin.

Uygun bir sıvı gübreyle, üzerindeki talimata uyarak düzenli besleyin. Fazla büyük saksı, çok sık saksı değişimi, az ışık veya besin eksikliği çiçeklenmeyi engelleyebilir.


13 Ekim 2010 Çarşamba

Budama Hakkında Genel Bilgi







Almanca;Ausholzen, Ausästen, Beschneiden , Fransızca; Taille, emendage, İngilizce; Pruning, lopping, trimming.
Ağaçların düzenli ve kuvvetli bir taç (dal ve yaprak) meydana getirebilmeleri, verim çağlarında daha uzun zaman kalabilmeleri, kuvvetten düşmeye başlamış ağaçların yeniden kuvvetlenebilmeleri ve yüksek kaliteli ürün verebilmeleri gâyesiyle yapılan işe budama denir.
Odunlaşmış bitkilerde kırık, ezik, hastalık, sık ve eğri büyümekte olan dallar budanarak ağaçlara düzgün şekiller verilir. Meyve ağaçlarında kaliteli çiçek açmasını ve meyve alınmasını etkiler. Bahçelerdeki süs ağaç ve çalılarının budama ile şekilleri ve güzellikleri muhâfaza edilir.
Genç meyve ağaçları, taçsız olarak düz bir fidan hâlinde dikilir. İlk yıllar, gövdeden çıkan yan dallara dokunulmaz. Sadece, kök boğazından çıkan sürgünler temizlenir. Ağaç çeşidine göre; şeftali ve kayısılarda ikinci, elma ve armutlarda ise üçüncü yıl şekil verme budaması yapılır. Meyve ağaçlarının alçak boylu ve kısa dallı olmaları erken ve bol meyve verimini etkiler. Dallar enliliğine büyümeli (uzayıp gitmemeli)dir. Alçak boylu meyve ağaçlarında bakım ve meyve toplama kolay olur. Budama ile terbiye edilmiş meyve ağaçları; alçak yapılı, 3-5 ana dallı, tacın alt tarafı bol yapraklı ve meyve dallı olur.
Gençleştirme budaması, ağaçlarda yeniden kuvvetle sürgünler meydana getirerek yeni bir taç teşkil edilmesi için yapılır. Böylece, ağaçta verim yeniden arttırılacağı gibi, meyvelerin de kaliteleri yükseltilmiş olur. İhtiyarlamış ve ölmeye yüz tutmuş ağaçlarda gençleştirme budaması yapılmaz. Gençleştirmede meyve türlerinin budamaya karşı dayanma dereceleri de göz önünde bulundurulur. Zeytin ağacı budamaya karşı en fazla dayanıklı olandır. Bunu dayanma derecelerine göre; armut, erik, elma, şeftali, kayısı, dut ve kiraz ağaçları sırayla takip eder.
Gençleştirme budamasında, ilk olarak kurumuş, sıklaşmış ve birbirine binmiş dallar kesilir. Geri kalan dallarda, kısaltma budaması yapılarak, ağacın tacı küçültülmüş ve yeniden kuvvetli sürgünlerin teşekkülü temin edilmiş olur. Bâzı ağaçlarda, budama yapılması netîcesi olarak, çift katlı bir taç teşekkül eder. Böyle ağaçlarda, üst taç atıldıktan sonra, zayıflamış olan alt taç dallarında da kısa budama yapılarak, ağaçta kuvvetli ve dengeli bir taç meydana getirilir.
Düzgün bir taç budaması yapıldıktan sonra, iyi bir toprak işlemesi, sulama ve gübreleme ile yeter miktarda meyve dal ve dalcıklarının meydana gelmesine yardımcı olunmalıdır.
Ağaçlarda genç dallar, budama makası veya serpet (bağ bıçağı) ile budanır. Genç dallar kesilirken, bir odun gözün tam üstünden, tırnak bırakmayacak ve düz bir şekilde kesilir. Budamada tırnak bırakmamak esastır. Tırnak bırakılırsa bu zamanla kurur. Yaşlı dallar, dalın alt tarafından yarılmamasına dikkat ederek, mutlaka testere ile kesilmelidir. Testere ile kesim bittikten sonra, yara yeri keskin bir serpetle perdahlanır. Perdahlanan yaralar aşı mâcunu ile sıvanır. Perdahlanan ve aşı mâcunu ile sıvanan yaralar çabuk kapanır.
Budamanın kış ve yaz budaması olmak üzere iki zamânı vardır: Kış budaması: Ağaçların dinlenme devresinde yapılan budamadır. Soğuk yapmayan yerlerde kış budamasına bütün kış devâm edilebilir.Kışları sert geçen yerlerde, şiddetli soğukların geçmesi beklenmelidir. Böyle yerlerde, gözler uyanmadan evvel, şubat sonları ile mart başlarında yapılabilir.
Yaz budaması: Kış budamasından sonra, ağaçların yaşlı kısımlarında budanan yerlerin kenarlarından, lüzumsuz sürgünler çıkabilir. Yaz başlarında bu lüzumsuz sürgünleri kesmek veya kısaltmak îcâb eder. Bu sûretle ağaçlarda kuvvet israfı önlenmiş olur.
Şeftâli ve asmalarda, gözler uyanmadan önce ilkbahar başlangıcında budama yapılır.

BUDAMA NE ZAMAN YAPILIR?
Klasik budama zamanı İstanbul ve çevresi koşullarında Şubat ve Mart başlarıdır. Fakat budama için latent devre her koşulda şart değildir. Budamada türlere göre zaman belirtecek olursak;
• Akçaağaç, Huş, Ceviz, Yalancı Akasya ve Kızılağaç türleri, Kavaklar yaralan kanayan (akan) ağaçlar olduklarından ilkbaharda budanmamalı, yaz veya sonbaharda budanmalıdır.
• Çamlar ve Ladinler sürgünler henüz yumuşak olduğunda budanmalıdır.
• Ardıç, Şimşir, Servi ve Yalancı Serviler bütün mevsim boyunca büyümeye devam ettiklerinden budama zamanı yıl boyunca olabilir. Bununla beraber bunlar da Haziran, Temmuz ayları hatta Ağustos'a kadar budanabilir...
• Çiçekli çalılarda; örneğin Süs eriği, Çiçek elması, Yalancı Akasya çiçeklenme dönemi geçtikten sonra genellikle Mayıs'ın ikinci yarısı ve Haziran'da budanabilir. Bu türleri erken ilkbaharda budama o yıl çiçek vermelerini engeller.
• Oya Ağacı gibi türlerde ise budama ağaçlar sürmeden kışın veya erken ilkbaharda yapılmalıdır. Aksi halde o yıl açacak çiçeklerin tomurcukları da budamada alınmış olur ve ağaç o yıl çiçek açmaz.
• Bazı hassas türlerin örneğin devamlı çiçek açan güllerin budamasının ilkbaharda yapılması en uygun olur.


BUDAMA SONRASI İŞLEMLER
Budama sonrası bakım önlemleri budamanın başarılı olması için çok önemlidir.
Budama sonrası bakım önlemlerinin başında budama yüzeylerinin koruyucu macunla kapatılmasıdır. Bunun yanında çam katranı v.b koruyucu maddeler kullanılabilir. Bakım önlemleri koruyucu macun işlemiyle sona ermez.
Budama sonrasında ağaçlar tahrik olurlar ve hayatiyeti devam etmek için kök sistemindeki besin elementlerini harcamak maksadıyla bol sürgün verirler.
Oluşan  sürgünlerin ağacın formunun istediğimiz şekilde olması için doğru yönlendirilmesi gerekmektedir. Kök ve gövde üzerindeki sürgünler derhal alınmalıdır. Aksi takdirde ağaçlarda tepe çökmeleri oluşur. Bu hadise ağacın ölümüne zemin hazırlar ve budamayı başarısız kılar.
Budama eğer tepe tacında yapılmış ise budama sonrası bakım önlemleri 2-3 yıl sürmelidir. Koruyucu macunlar 3-4 yıl boyunca yara yüzenini korumaktadır. Ancak su ve kök sürgünleri devamlı suretle kontrol edilmelidir. 


MEYVE AĞAÇLARINDA BUDAMA
Meyve Ağaçları Neden Budanır?
Meyve yetiştiriciliğinde kaliteli ve bol ürün alabilmek için toprak işleme, sulama, gübreleme, mücadele gibi tedbirlerin yanında her yıl budamanın da yapılması zorunludur.

Budama yapılmayan ağaçlarda;
taç düzensiz gelişir,
fazla verim nedeniyle dallar kırılır,
küçük ve kalitesiz meyve oluşur,
sık dallanma sonucu iç kısımdaki dallar ışık almaz,
kısa zamanda verim düşer
periyodisite (ürün bir yıl var ve bir yıl yok) görülür
Bu nedenle budama, meyvecilikte karlılık oranını artırmak için yapılması gereken en önemli bakım tedbirlerindendir.
Meyve ağaçlarında budama, dal kesme, dal eğme, dal seyreltme, uç alma ve dalların açılarının genişletilmesi veya daraltılması gibi işlemlere denir. Bu işlemler genel olarak şu amaçlar için yapılır.
Fidan dikim esnasında kök ve gövde arasındaki dengeyi sağlamak.
Ağaçlara istenilen şekli vermek.
Şekli oluşturulmuş ve verime yatmış ağaçlarda verilmiş şekli muhafaza etmek.
Ağaçlarda meyve verimi ile sürgün oluşumunu dengelemek.
Dal çıkarma ile meyve seyreltmesi yapmak.
Periyodisitenin (ürün bir yıl var ve bir yıl yok) etkisini azaltmak.
İyi bir taçlandırma ile ağaç tacının iç kısımlarının da ışıklanma ve havalanmasını sağlayarak bu kısımlardan da meyve almak.
Dal kırılma ve sarkmalarını azaltmak.

Ne Zaman Budama Yapılmalıdır?
Meyve ağaçlarında budama, genelde kış dinlenme döneminde havaların çok soğuk olmadığı zamanlarda yapılır. Ege ve Akdeniz Bölgeleri gibi kışın çok soğuk geçmediği bölgelerde sonbaharda, ağaçlar yapraklarını döktükten itibaren budamaya başlanır. Kış sonunda ağaçlar uyanıncaya kadar devam edilebilir.
Kışları çok soğuk geçen bölgelerde ise budama yerlerinin soğuktan zarar görmemeleri için budamayı soğuklar geçtikten sonra; fakat ağaçlar uyanmadan önce yapmalıdır.
Meyve ağaçları kış ayları dışında yaz başlangıcında da, kış aylarındaki kadar sert olmamak şartıyla budanabilir. Bu dönemde yapılan budama, genç ağaçlarda şekil vermek için yapılır. Bu budama dal eğme, uç alma, açı genişletme veya daraltma şeklinde olur. Yaz başlangıcında yaşlı ağaçlarda ise aşırı olmamak kaydıyla iç kısımların ışık almasını sağlamak için dal seyreltmesi yapılır. Bu budamada öncelikle ana dallardan çıkan obur dallar ile dalların uç kısımlarında birbirine yakın kuvvetli gelişen dallardan bazıları çıkarılır. Ana dalların uç kısmında ana dala rakip olabilecek kuvvetli dalların kalanları eğilerek zayıflatılır.
Budamanın Genel Kuralları Nelerdir?
Meyve ağaçlarının budanma şekli, meyve tür ve çeşidine, ağaçların yaşına, toprak ve iklim koşullarına, budamadan beklenen amaca ve ağacın gelişme gücüne göre değişir. Bu nedenle her meyve tür ve çeşidinin değişik iklim ve toprak koşullarındaki gelişme gücünün ve bunların budamaya karşı gösterdiği tepkilerin iyi bilinmesi gerekir. Ayrıca dalların kesilmesi, bırakılacak ve kesilecek dalların iyi seçilmesi konusundaki genel kuralların da bilinmesi zorunludur. Bazı kurallar aşağıda sıralanmıştır.

Meyve ağaçlarına tabii büyümelerine uygun şekiller verilmelidir.
Kuvvetli gelişen ağaçlarda veya dallarda az kesim yapılmalı, zayıf gelişenlerde ise fazla kesim yapmalıdır.
Ağaçlarda dal kesimi yeni sürgün oluşumunu artırır ve genç ağaçlarda meyveye yatmayı geciktirir. Dal eğme, bükme, boğma, bilezik alma gibi işlemler ise erken meyveye yatmayı sağlar.
Zayıf gelişen dalların gelişmesini artırmak için açıları daraltılmalı, kuvvetli gelişen dalların gelişmesini azaltmak için ise dallar eğilerek açıları genişletilmelidir.
Dallar, ana dala birleştiği yerden itibaren geniş bir yay yapacak şekilde eğilmelidir.
Şekil oluşturma amacıyla ana dalların açılarının düzenlenmesinde ana dalların gövde ile açıları 45-60 olmalıdır. Bu işlem yaz aylarında da yapılabilir.
Kuvvetli gelişen ve yan dal oluşturmayan türlerde (kiraz, armut, elma gibi) gerekirse yaz aylarında da uç alarak istenilen aralıklarda yan dal oluşması sağlanmalıdır.
Budanan yerlerde tırnak veya budak bırakılmamalıdır.
Fazla yara açmamak için çok sayıda yan dal kesimi yerine mümkünse bir dal kesimi ile aynı işi görmeye çalışmalıdır. Kesimler fazla meyilli olmamalıdır.
Kalın dal kesimlerinde mutlaka yük alma işlemi yapılmalıdır. Bu sayede kabuk veya dal yarılmaları önlenmiş olur. Yara yerleri aşı macunu veya kara boya ile kapatılmalıdır.
Dallar çok sık değilse ana dalların alt kısımlarından dipten dal çıkarmamalıdır. Dal üzerindeki meyve yükü öncelikle uçtan itibaren geriye doğru dal çıkarılarak sağlanmalıdır. Uçta bırakılan dal altta kalan en yakın dallara göre daha kuvvetli gelişmiş olmalıdır.
Dal kesimleri bir yan dalın veya gözün hemen üzerinden gözün veya dalın aksi yönüne doğru hafif meyilli olarak yapılmalıdır.

Budama Şekilleri Nelerdir?
Meyve ağaçlarında üç tür budama yapılmaktadır. Bunlar; şekil budaması, mahsul budaması ve gençleştirme budamasıdır.
1. Şekil Budaması
Meyve ağaçlarında, meyve fidanı dikildikten sonra normal verime yatıncaya kadar yapılan budama, ağaca şekil vermek içindir. Ağaca verilecek şekil bölgenin hava nisbi nemi ve güneşlenme durumuna göre değişir. Nemli ve kapalı yerlerde ortası açık şekiller; güneşli, sıcak ve kurak yerlerde ortası kapalı şekiller tercih edilmelidir. Meyve fidanı dikildiği ilk yıldan itibaren ağaç şekli iyi oluşturulmalıdır. Bu, ağacın ilerdeki verimini ve meyve kalitesini büyük ölçüde etkiler. Ayrıca, budama, hasat, ilaçlama gibi bakım işlerinin de kolay ve uygun şekilde yapılmasını sağlar. Bu nedenle yeni meyve bahçesi kuran yetiştiricilerin, genç meyve ağaçlarında bölgeye ve ağacın genel gelişme yapısına uygun taç oluşturması zorunludur.
Meyve ağaçlarına şekil verilirken, seçilen ana dalların gelişme güçlerinin aynı olması dengeli bir tacın oluşması için önemlidir. Dikimden sonraki yılda istenen yönde ve sayıda dal oluşmamışsa, fidan sert kesilerek yeni dalların meydana gelmesi sağlanır. Bir fidan üzerinde aynı gelişme gücünde dal bulmak genellikle zordur. İlk yıllarda birbirinden farklı gelişme gücünde olan dalların, iyi budama ile birkaç yıl içinde aynı kuvvette gelişmelerini sağlamak mümkündür. Bunun için zayıf gelişen dal sert kesilerek (fazla dal çıkarılarak) ve gövde ile yaptığı açı da daraltılarak kuvvetli gelişmesi sağlanır. Kuvvetli gelişen dallardaki kesimler daha az yapılır. Ana dalları oluşturacak bu dalların gövde ile yaptığı açılar sağlam bir tacın oluşması için 45-60 derece olmalıdır. Ayrıca, Goble şeklinde, ana dallar aynı noktadan çıkmamalıdır.
Bir meyve ağacından en yüksek verimi alabilmek için ana dalların iyi oluşturulması yanında yardımcı dalların da düzenli seçilmesi gerekir. Genellikle genç ağaçlar kuvvetli ve uzun sürgünler meydana getirirler. Ana dalı oluşturacak bu sürgünler üzerinde yardımcı (tali) dalların meydana gelmesi için dalların uçları kesilmelidir. Bilhassa yan dal vermeyen meyve tür ve çeşitlerinde bu çok önemlidir. 80-100 cm ve daha uzun sürgün veren genç ağaçlarda dalların uçları alınmadığında istenilen yönde ve sayıda tali dallar oluşmayacağı için ilerde ana dallar üzerinde boşluklar meydana gelir. Bu da ağaçtan genelde daha az meyve alınmasına neden olur.
Ana dalların uçları alınırken en uçta bırakılan dal veya göz mutlaka tacın dışına doğru bakmalıdır. Ayrıca ana dal üzerinde bırakılan her kademedeki tali dallar bütün ana dallarda aynı yönde ve aynı yükseklikte olmalıdır. Dal kesimlerinde tırnak bırakmamalıdır. Başka bir ifade ile kesimler ya bir gözün hemen üzerinden veya o dal üzerindeki bir yan dalın koltuğundan dal veya gözün ters yönüne doğru hafif eğimli olarak yapılmalıdır.
2. Mahsul Budaması
Meyve ağacı normal verime yattıktan sonra yapılan budamaya mahsul budaması denir. Bir meyve ağacında mahsul budamasına başlamadan önce ağaç bütünüyle incelenmeli; çıkacak ve bırakılacak kalın dallar tespit edilmelidir. Dal kesimlerine öncelikle kuru, yaralanmış ve hastalıklı dallarla ana dallardan çıkmış obur dallardan başlanmalıdır. Bundan sonraki budama meyve dalı seyreltmesi ve ana dalların dengelenmesini amaçlar. Meyve dalı seyreltmesi ağacın gelişme gücü dikkate alınarak yapılır. Ana ve tali dalların budanmasına dal uçlarından başlanır ve geriye kesim uygulanarak bu dalların gereğinden fazla uzaması engellenir.
Budama sonucunda ağaçta bırakılacak en uç dallar veya gözler daha öncede belirtildiği gibi tacın dışına doğru bakmalı, diğer dallar ise ağacın boşluklarını doldurmalı ve güneş görebilmelidir. Kalın dallar üzerinde bulunan küçük meyve dalları çok sık değillerse kesilmemelidir. Böylece ağaç tacının maksimum hacminden yararlanılarak verim artırılabilir.
Kalın ve bilhassa ana dalların devamını sağlayacak en uçta bırakılan dallar, ondan sonra gelen ve ağacın gelişme gücüne göre uçtan itibaren 30-60 cm uzakta bırakılan yan dallardan daha kuvvetli olmalıdır. Eğer uçtaki dal bir gözün üzerinden kesilerek kısaltılmış ise gözün bırakıldığı dal üzerindeki ilk dallar yine 30-60 cm altta bulunmalı ve uzunlukları bu dalın yaklaşık üçte bir uzunluğunda olmalıdır.
Mahsul budamasında meyve dallarının uzunluğu iri meyveli şeftali, elma ve armut gibi meyve türlerinde en fazla 40 cm kadar olmalıdır. Zayıf dallar daha kısa, kuvvetli dallar daha uzun bırakılmalıdır. Bir yıllık uzun bir dalın ucu kesilmeden bırakılırsa, üzerinde meydana gelen fazla sayıdaki meyve, dalın kırılmasına neden olabilir. Ayrıca böyle dallar yeterli uzunlukta yeni sürgün veremezler. Bilhassa şeftali ağaçlarında daha sonraki yıllar verimde azalma ve ağacın gelişmesinde zayıflama görülür. Mahsul budaması sonucunda ağaç hem o yıl yeterli ürün vermeli, hem de daha sonraki yıllarda verim verecek yeni sürgünler oluşturmalıdır. Bir dalın hem meyve vermesi ve hem de yeni sürgün oluşturması o dalın ortalama üçte birini (1/3’ünü) kesmekle sağlanabilir. Daha fazla kesim meyvenin az olmasına, fakat sürgünlerin kuvvetli gelişmesine, az kesim ise meyvenin çok olmasına ve sürgünlerin zayıf gelişmesine neden olur. Ortalama 30 cm’den kısa olan meyve dallarında genellikle uç alma işlemi yapılmamalıdır.
3. Gençleştirme Budaması
Meyve ağaçları yaşlandıkça genellikle verimi fazlalaşır ve sürgün gelişmesi zayıflar. Bu tür bir gelişmenin uzun süre devam etmesi, zamanla verimin de azalmasına neden olur. İyi, kaliteli ve her yıl düzenli meyve elde etmek, ancak ağaç fizyolojik dengede olduğu zaman mümkündür. Yaşlı ağaçlarda diğer bakım tedbirleri yanında, ağaçta yapılacak kalın dal kesimleri yani gençleştirme budaması da ağacın verimini ve sürgün gelişmesini dengeler. Bazı meyve türleri çok kalın dal keserek ağacı gençleştirmeye karşı zamk çıkarma, kuruma gibi olumsuz tepki gösterirler. Bu gruba giren erik, kiraz, vişne, kayısı, şeftali ve badem gibi meyve türlerinde geçleştirme budaması, daha genç ve ince dalları keserek yapılmalıdır. Elma, armut, zeytin, ayva ve turunçgiller gibi meyve türlerinde gençleştirme budaması başarıyla uygulanır.
Meyve ağaçlarının budanmasında yukarıda anlatılan genel kurallar her zaman bütün meyve ağaçlarında uygulanamaz. Çünkü her ağacın gelişme gücü ve şekli farklıdır. Bu nedenle budamada da farklılıklar olabilir.
Budayıcı budama sırasında aşağıda belirtilen konulara dikkat etmelidir.

budamanın şeklini ve dal kesim miktarını,
ağacın gelişme gücünü,
ağaçtan bir yıl önce alınan meyve miktarını,
meyve dallarındaki çiçek tomurcuğunun miktarını
budamaya etkili olabilecek diğer faktörleri

Başka bir ifade ile budayıcı ağacı iyi tanımalı ve onun kesime karşı göstereceği tepkiyi, dolayısıyla kesimin verime ve meyve kalitesine etkilerini iyi tahmin edebilmelidir.
Budama Sonrasında Neler Yapılmalıdır?
Budama sonunda çıkan budama artıkları ve bahçe kenarlarındaki çalılıklar, kuru bitki parçaları hastalık ve zararlıların en iyi barınak yeridir. Meyve ağaçlarına ve ürünlerine zarar veren bu hastalık ve zararlıların çoğalmaması için bu artıklar yakılmalı veya bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Budama sonunda meyve ağaçlarında kış ilaçlamalarının da yapılması zorunludur.

Bahçe Keyfi

Bahçelerde şenlik var!!






















 

Çim Bakımı

Sizlere ne kadar kolay, pratik ve sorunsuz yöntem olan rulo çim sistemi ile istediğininiz yeri çimlerdirmiş olsanız bile, çimin istenilen alanda uzun ömürlü olması için bakımını iyi yapmalısınız.
     
Ocak      Ocak ayında büyük ağaçlardan dökülen yapraklar varsa temizlemektir. Bu yağışlı ve çoğunlukla soğuk dönemde pek fazla bir iş yoktur.
     
Şubat      Ilıman bölgelerde çim bakım zamanı şubatta başlayabilir. Ancak mart ayı gelmeden alanınızda biçim yapmayınız.
     
Mart      Çim alanlarda çalışma programı aslında mart ayında başlar. Çimlerin büyümeye başladığı, hava ve toprak durumunun iyi olduğu bu dönemde, dökülmüş yaprakları ve lanınızdaki çöpleri temizlemek için tırmıklama yapın. Burada dikkat edilmesi gereken nokta tırmıklarken çime zarar vermemektir.
    
     Kış ayı boyunca ayaza maruz kalmış çimleri silindirlemek iyi bir yoldur. Bu ay içinde yapacağınız biçimde çimin üst kısmından biraz alın. Bu dönemde yapılacak alçak biçim çimlerde sararlmalara yol açabilir. Biçim için kuru bir günü seçin. Bu ay için ayda iki biçim yeterli olacaktır. Mart ayı içerisinde yapılacak tek iş biçim değildir. Alanda hastalık olup olmadığını bu ay içerisinde gözlemleye bilirsiniz. Eğer gerekli ise ilaçlama yaparsınız.
     
Nisan      Çimlerinizin gübreleme ve zararlı mücadelesi zararların hızla büyüdüğü Nisan ayı sonuna doğru başlar. Toprak sıcaklığının artışı Nisan ayının ikinci döneminde çimlerinize Amonyum Nitrat uygulamanız faydalıdır. Bu ay içerisinde çimlerinizin fazla uzamasını engelleyecek sıklıkta biçim yapmalısınız. Yinede ev bahçelerinde çimlerinizin boyunu 2.5 cm den aşağı indirmeyin. Nisan ayı kıştan zarar görmüş bölgeler için ara ekim yapılmasının uygun olduğu bir aydır. Karasal iklimin hüküm sürdüğü bölgelerde bu ay için ekim yapılabilir.
     
Mayıs      Bu ayda daha çok biçime başlarsınız. Çimlerin boyunu dahada kısaltabilirsiniz. Bütün aylar içinde Mayıs ayı zararlılarla mücadele için en uygun zamandır. Zararlılarla savaş için havanın iyi olduğu bir günü seçmeyi unutmayın.
    
     Ayrıca çiminiz kuru, toprağınız ise nemli olmalı. Çim ekimini Mayıs ayının ikinci yarısına kadar tamamlamalısınız. Çim alanınıza azot takviyesi yapabilirsiniz. Bu ay içerisinde toprak genellikle nemlidir ama bazen kuru ve sıcak bir hava dalgasıyla karşılaşabilirsiniz. Eğer böyle bir durum meydana gelir ise çimlerinizde herhangi bir problem meydana gelmesini beklemeden sulamay başlayın.
     
Haziran      Haziran ayı içerisinde kuru ve sıcak bir hava dalgasıyla karşılaşabilirsiniz, biçim boyunuzu daha iyi tutun. Haziran ayıyla birlikte yaz gübreleme zamanı başlar. Eğer çiminizde renk değişimleri ortaya çıkmışsa Amonyum Nitrat kullanabilirsiniz. Bazı zararlılar Mayıs ayı içerisinde yaptığınız zararlı savaşından kurtulmuş olabilir. Haziran ayı bunlarla savaşmak için uygun bir donemdir.
     
Temmuz      Temmuz ayı içerisinde düzenli olarak biçime, sulamaya, tırtıklamaya başlayın. Ev bahçeleri için Temmuz ayının en büyük problemi ailenin tatile gitmesidir. Evinizden uzak kaldığınızda bahçenizle ilgilenecek ve biçim yapabilecek bir yardımcı bulmaya çalışmalısınız. Eğer Mayıs ayı içerisinde gübreleme yapmamışsanız ve yeterli suyunuz var ise azot uygulaması yapabilirsiniz.
     
Ağustos       Bu ayda Temmuz ayında yapılan işlemler devam ettirilir. karasal iklimin hüküm sürdüğü yerlerde son gübreleme yapılmalıdır.
     
Eylül      Çim bakımında sonbahar programı Eylül ayında başlar. İlk yapılacak iş çimlerin boyunu sonbara uygun bir boya alçaltmaktır. Solucanlar bu ay içerisinde aktif duruma gelirler. Bu donemde ortaya çıkacak zararlılar için zirai ilaç bayilerinin tavsiye edeceği ilaçlar kullanılabilir. Eylül ayının birinci yarısında Ege ve Akdeniz bölgelerinde son gübreleme yapılmalıdır.
     
Ekim      Ekim ayı içinde düzenli biçim sona erer. Çim alanınızın üstüne dökülen yapraklar temizlenmediği takdirde çiminize zarar verir ve solucan promleminin artmasına neden olur. Bunun için alanınızı süpürmeyi ihmal etmeyin.
     
Kasım      Kasım ayı içinde çim alanınızda yapacağınız işlemler oldukça azalır. Bu işlemler alanınızı yapraklardan ve diğer çöplerden temizlemek eğer alanınızda solucan varsa ilaçlama yapmaktır. Eğer istenirse alanınızı kıştan korumak için yanmış, elenmiş ve fumige edilmiş çiflik gübresi serilebilir.
     
Aralık      Aralık ayı yoğun geçen bir bakım döneminden sonra dinlenme zamanını müjdeler. Dikkat edilecek en önemli nokta ıslak veya donmuş çim alana zarar vermekten kaçınmaktır.

Açelya



Fundagillerdendir. Ana vatanı Çin olan ve birçok türü bulunan Açelyalar 1800′lü yıllarda Avrupa’ya getirilmiş ve değişik türleri üretilmiştir. Koyu yeşil yapraklarının üstünde kış mevsiminde veya ilkbaharda bol bol açan çiçekleri kırmızı ile pembenin her tonunda olur. Bazen iki renk taşıyan çiçekleride bulunmaktadır. Çiçek açma dönemi bitip de bitki dinlenme aşamasına geçince, yeni bitki üretimi için saksısı uygun biryere alınır. Açelyalar kış mevsiminde ve çiçek açmaya başladığında satışa sunulur. Bitkiyi satın alırken içerisinde çok sayıda gonca bulunmasına dikkat edilmelidir.




Açelyaların üretimi; çiçek açma dönemi bittikten sonra bitkinin yarı odunsulaşan sürgünleri yaz mevsiminde kesilip bunlardan çelik elde edilir. Bu çelikler nemli toprağa dikilip, yeni bitki elde edilir.



Açelyaların Yetiştirilmesi için Gerekli Şartlar:



Toprak: Açelya bitkisi kireçsiz ve asit karakterli toprakları sever. Bu nitelikteki topraklara, yaprak çürüntüsü ile kaba dere kumu karıştırılması bitkiye yararlı olur.



Su: Açelya suyu çok sever. Haftada bir kez yapraklarına su püskürtülmelidir. Ancak sulamada ve yaprak ıslatmada kulllanılacak suyun kireçsiz ve mümkünse yağmur suyu olması bitkiye yararlıdır.



Işık: Bitki yarı gölge yerleri sever. Üzerine doğrudan gelen güneş ışığı karşısında bırakılmalıdır.



Sıcaklık: Serin ortamları yeğleyen Açelyalardan en iyi sonuç 10-18 derece olan yerlerde alınır. Bu nedenle serin yerlerde tutulmalıdır.



Gübre: Açelya bitkisi yetiştirilirken, ilkbahardan sonbahara kadar, bitkiye haftada bir kez standart sıvıgübre verilir.



Saksı Değiştirme: Bitkiye bir yıllık işlemi uygulandığından saksı değişimine gerek yoktur.

Sardunya

Yetiştirilmesi, çoğaltılması kolay,çeşitleri zengin,çiçek açma zamanı çok uzundur.Öyle ki uygun şartlar altında o zarif çiçeklerini yıl boyunca bizden esirgemez.






Sardunyalar dört ana gruba ayrılır





GENEL

En yaygın olan tür budur.Tüylü yaprakları düzrenk veya ebruli ,yuvarlak dilimli,çiçekleri demetler halinde sarı ve mavi hariç her renkte,katmerli veya yalınkat olabilir.Boyu 30-60 cm.kadar,budanmazsa çok daha fazla uzayabilir.Çiçeklenme süresi çok uzundur.Çelik ve tohumdan kolaylıkla çoğalır.



SAKIZ SARDUNYASI

Bu sarkık dallı tür parlak etli yaprakları,beyazdan bordoya kadar değişen,katmerli veya yalınkat demetler halinde açan gösterişli çiçekleriyle bilinir.Esnek dalları 1 metreye kadar sarkabilir.Cüce türleri de vardır.Soğuğa karşı daha hassastır.Çelikten kolayca yetişir.





CEYLAN

Halk arasında ceylan ve ye karagöz olarak adlandırılan bu tür,sivri uçlu tüylü yapraklara ve açelyayı andıran çok gösterişli çiçeklere sahiptir.Bu çiçeklerin ortaları siyah,kenarları çok canlı renklerde düz veya ebruli olabilirler.Boyu 30 cm. den bir metreye kadar uzayabilir.Tek dezavantajı çiçeklenme süresinin diğer türlere göre kısa oluşudur.





ITIR

Çok eskiden beri evlerimizde yetişen ıtırın yalınkat ve pembe renkteki çiçekleri pek gösterişli değildir.Çiçeklerinden ziyade yapraklarının özel kokusuyla tanınmıştır.Garip şekilli,girintili çıkıntılı bu yapraklar cinsine göre gül,limon,nane ya da elma kokuludur.yaprakları hafifçe oğuşturduğunuzda o nefis aroması çevreye yayılır.Kurutulmuş halde pot pourri'lerde kullanılmaktadır.





Kışa gerçekten dayanıklı tek sardunya türü, anavatanı Türkiye olan (pelargonium endlicherianum) dur.

8 Ekim 2010 Cuma

Balkon Bahçeciliği

Günümüz şartlarında bir bahçe sahibi olmak çoğumuz için mümkün olmuyor. Oysa hemen hepimizin evinde en az bir balkon mevcut. Bu mekanları genelde ardiye niyetine kullanarak yazık ediyoruz. İstediğimiz takdirde bu balkonları harikulade bir bahçe haline getirebiliriz.

Balkon Bahçe

Gerek açık, gerekse camekanlı balkonlar ve teraslar farklı şekillerde bahçeye dönüştürülebilir. Camekanlı olanlar rüzgar, soğuk ve tozdan korunaklı olduğu ve yıl boyunca kullanılabildiği için daha avantajlıdır. Özellikle kış aylarında buraları yazı aratmıyacak rengarenk bir bahçe olabilir.


Açık balkonlarda ise çalı türleri , meyve ağaçları, sebze ve yaz çiçekleri daha güzel yetişir. Terasınız varsa veya balkonununuz çok büyükse her iki şekilde de düzenliyebilirsiniz tabii.. Her ikisi de mevcut değilse güneşli bir pencere önü de işinizi görür. Kış aylarında herdem yeşil çalılar, sınırlı sayıda olsalar da kışın çiçek açan çalı ve soğanlı bitkilerle açık mekanların da canlı kalması mümkündür.


Buralarda meydana getireceğiniz bahçelerin gerçek bahçelere göre bir çok avantajı da var. Bu bahçe ile gece, gündüz istediğiniz her an ilgilenebilirsiniz. Fazla efor sarfetmeniz gerekmez. Bitkileri kontrol altında tutmanız, istediğiniz an bitkilerin yerini değiştirmeniz mümkün. Zararlılarla mücadele etmeniz daha kolay, zira bahçeye göre daha steril bir ortam sağlayabilirsiniz.


Balkon bahceciliği denince klasik balkon bitkilerinin yanı sıra bahçede yetiştirilen bitkiler de akla gelir. Zevkinize göre dizayn edebileceğiniz bu mini bahçede yetiştirebileceğiniz türler sınırsızdır denilebilir. Büyük mekanlarda sebze, meyve, ağaç, sarmaşık ve çeşitli çiçekler kullanılarak zengin bir renk armonisi meydana getirilebilir. Yeriniz iç mekanda bir pencere kenarı ile sınırlı ise fazla karmaşadan kaçınmanız daha verimli olacaktır. Mesela bir baharat bahçesi kurabilirsiniz. Veya minyatür güllerden minik bir gül bahçesi harika olur. Bir kere karar verince hayal gücünüz size yol gösterecektir.


Balkonların her mevsim güzelliğini koruması isteniyorsa her mevsime uygun farklı türler bir arada yetiştirilmelidir.
 
BALKONDA HANGİ BİTKİLER YETİŞİR?


Her türlü cüce meyve ağaçları, narenciye,(limon, mandalina, turunç) Herdem yeşil çalı ve ağaçlar..


Her türlü çiçek, gül, otsu bitkiler, her mevsime uygun soğanlı bitkiler ..


Baharatlar


Bir çok sebze çeşitleri, çilek..


DÜZENLEME


Bitkiler kadar kullanılacak saksılar ve düzenleme de önemlidir. Öyle bir düzen kurulmalıdır ki bitkiler havasız ve ışıksız kalmasın, sulama ve bakım işleri kolay olsun. Sulama sırasında akan sular komşularımızı rahatsız etmesin. Ve mümkünse meydana getirdiğiniz bahçenin tadını çıkarabileceğiniz, bir bardak çayınızı yudumlayabileceğiniz bir köşe oluşturmayı da ihmal etmeyin.


Yer problemi varsa duvarlara monte edilen veya asma saksılar kullanılabilir.


Sarmaşık bitkiler için duvara ince tahta çubuklardan yapılmış çerçeveler monte edilir. Ağaçlar ve boylu sebze türleri de destek gerektirecektir.


Bitki çeşidine göre lüzumlu el aletleri edinilirse işler kolaylaşır.Gül makası, küçük el küreği, ot çekme aleti, ince emzikli kova vs gibi. İlaçlama, hassas tohumları sulama, yaprak yıkama vs. için ayrı pompalar gerekir.


IŞIK


Balkonun yönü ve kaç saat güneş aldığı tesbit edilir, bitkiler buna göre seçilir. Az ışık alıyorsa gölge seven bitkiler kullanılır. Gün boyu güneşle yıkanan bir balkonda da bitki yetiştirmek zor olabilir. Işığı filtre eden malzeme kullanmak gerekebilir ..(Çıtalardan kafes şeklinde bir gölgelik yapılabilir.) Böyle fazla güneşli balkonlar biraz koyuca, pastel renklerde boyanmalıdır.


Gölge balkonların duvarları beyaz veya açık bir renge boyanırsa reflektör görevi yaparak, bitkilerin daha fazla ışık almasını sağlar. Bitkilerin önünde durduğu duvar aliminyum folyo kaplanırsa bu etkiyi daha da artırmak mümkündür.


SULAMA


Az miktarda bitki varsa ince uzun emzikli bir sulama kabı yeterlidir. Fakat büyük bir balkon veya terasta, çok miktarda bitki yetiştiriliyorsa sulama ciddi bir problemdir. Özellikle her gün sulama isteyen yaz aylarında işler daha da zorlaşır. Bu mekanlarda bir su girişi olması çok iyi olur. Veya en yakın musluktan gelen ince bir hortum, ucuna suyu istenildiği an açıp kapatabilecek bir aparat takılarak kullanılabilir. Yeni ekilmiş tohumlar püskürteç ile sulanır.


Sulama daima sabah erken saatlerde yapılmalıdır. Akşamüstü yapılan sulamalarda bitkiler gece boyunca ıslak kalır. Bu durum mantar hastalıklarına zemin hazırlar.


DRENAJ


Çok azı hariç bitkiler köklerinde su durmasından hoşlanmaz. Çabucak çürür ve hastalanırlar. Alınacak tedbirler:


·Saksı diplerinde büyüklüklerine göre muntazam açılmış delikler olmalıdır.

·Her saksının dibine bir tabaka çakıl döşenir. Sulama sırasında deliklerden hafifçe su sızması yeterlidir. Aşırıya kaçılmamalıdır.


·Çok hassas bitkilerde saksı tabağına konacak birkaç çakıl saksıyı yüksekte tutar ve dip kısmının suyla temasını önler

Şişe Bahçeciliği(Terrarium)

Şişe bahçeleri iç mekanlarda şişeler, kavanozlar ve benzeri cam kaplar içinde oluşturulan minyatür bahçelerdir. Bunlar iç mekan dekorasyonuna canlılık getirirler. Bitkiler her ne kadar bu cam ortamlar içersinde, odalarda saksılarda yetiştirilen süs bitkilerine nazaran daha sınırlı bir alanda yetiştirilmekte iseler de onlardan daha uygun ekolojik koşullara sahiptirler. Bir kere saksı bitkileri gibi kuru oda şartlarında, sigara v.b. dumanlar ile ısıtıcıların çıkardıkları çeşitli gazların etkisi altında değildirler.

Şişe Bahçesi

Ayrıca şişe bahçelerinde bitkilerin yüksek rutubet içeren bir ortamda bulunmalarıda onlara çok kolay ve zahmetsiz bir gelişme sağlamaktadır. Bu itibarla bakımları da kolay, dolayısıyla ucuzdur. Zira onlar özel komposttan oluşan yetiştirme ortamında ihtiyaçları olan suyu bu ortama bir defa verilince, buradan bitkilere geçen nem transpirasyonla buharlaşarak her taraf kapalı olduğundan camın iç yüzeyinde yoğunlaşır ve buradan tekrar yetiştirme ortamına akarak ortamı tekrar rutubetlendirir ve böylece bu cam mekan içinde kendine özgü ve bitki için çok uygun bir mikroklima, daha doğrusu kapalı bir ekosistem oluşur. Böylece sulama aralıkları 6 aylık aralıklara kadar uzayabilir. Bu ise bakım uğraşılarını büyük ölçüde azaltır. Özellikle bitkiler için gereken bakım ve özenin az olduğu veya devamlı ilginin gösterilemediği yerlerde bu yöntem bitki yetiştirmeye, onların görsel güzelliklerinden faydalanmaya imkan verir. Mekana bir canlılık kazandırır.


Şişe bahçelerinin tesisinde çeşitli tipte cam şişeler, kavanozlar, damacanalar kullanılır. Ancak gövdeleri şişkin, geniş ağızlı veya geniş boyunlu kaplar (balık yetiştirilen balon cam kaplar gibi), bitkilerin içerlerine daha kolay yerleştirildikleri ve grup halinde karışık yetiştirmeye daha fazla imkan verdikleri için tercih edilirler. Bu kaplar içinde bitkilerin ışık gereksinimini en iyi şekilde karşılamak üzere camın bol ışık alabilecek şekilde renksiz veya çok açık renkte (örneğin açık yeşil) olması tercih edilir. Bu itibarla renkli camlar bu iş için kullanılmamalıdır. Camın ışık alımını engellememek için gerek dikimler esnasında ve gerekse daha sonrada camın temiz tutulmasına özen gösterilmelidir. Bu cam kaplar içten ve dıştan sirkeli su, dişli kum veya pirinç taneleri ve hatta bazı zararlı maddeleri içermeyen mutfak eşyası temizleyicileri ile tel veya kıl fırçalar kullanılarak temizlenip, bir sünger yardımı ile yıkanıp yine süngerle kurutulabilir. Bu konuda ve bütün dikim ve bakım işlerinde özel uzun ince maşalar, pensler veya bazı basit araçlar kullanılabilir. Bunlar satın alınır veya bizzat yapılabilir  
 


Bitkilendirme içleri önce cam temizlenip bir fungusitle dezenfekte edildikten ve kuruduktan veya basit bir kurutma makinesiyle kurutulduktan sonra önce birkâğıt huni yardımıyla dibe drenaj için küçük çakıllardan veya özel hazır fırınlanmış kil granüleler kabın büyüklüğüne göre 2-3 cm (daha büyük kaplarda 10 cm) olmak üzere tabaka halinde yerleştirilir ). Bunun üstüne drenajı takviye etmek ve çürümeleri önlemek üzere bir tabaka kömür tozu serilir. Bunun üzerine şişenin ve getirilecek bitkinin büyüklüğüne göre (8-15 cm bazen 20 cm) kadar kalınlıkta ve genellikle toprak içermeyen özel bir kompost tabakası serilir. Bu konuda en uygun olan kompost bir torf karışımıdır. Bunlar hazır satın alınabildiği gibi bu konuda 2 kısım yaprak çürüğü + 1 kısım öğütülmüş torf + 1 kısım dişli kum karışımı da iyi bir ortam oluşturur. Kullanılacak bitki türleride bu karışımda dikkate alınması isabetli olur. Hatta gerektiğinde karışıma biraz balçık ve turba toprağı da katılabilir. Eğer eğreltilere mensup bitkiler yahut Aechmea, Bilbergia, Cryptanthus, Guzmania, Haemanthus, Nidelarium, Rhoeo, Tdlandsia ve Vriesea gelir. Bromeliaceae'lere. mensup türler kullanılacaksa ortama biraz sfagnum yosunu karıştırılır. Ancak karışımın kenarlara yapışıp şişe cidarlarını kirleşmemesi için kuru olması gerekir ve bir kâğıt honi yardımıyle karışımın şişenin dip kısmına kadar ulaştırılması gerekir.

Daha sonra yerleştireceğimiz, dikeceğimiz bitki veya bitkilerin seçimine sıra gelir. Kullanılacak bitkiler daha çok tek değil gruplar halinde yerleştirilir. Ancak şişe içine lüzumundan fazla bitki doldurmaktan çekinmelidir. Hernekadar yavaş büyüyen minyatür bitkiler seçilir ve küçük bitkiler kullanılırsa da onlar da zamanla şişe içinde ister istemez büyürler. Böylece her yıl yahut daha kısa bir zamanda yenilenmeleri gerektiği de dikkate alınmalıdır. Böylece bir karpuz formundaki şişe veya damacanaya 6 veya daha fazla bitki yerleştirilirken bir küçük şişeye 2 bitkiyi yerleştirmek uygundur. Bir büyük şişede eğreltiler gibi tek bir bitki de dikkati çekebilecek bir şekilde kullanılabilir. Ne kadar büyüklükte bir bitkinin, ne büyüklükte bir kapta yetiştirilebileceği de iyi ve isabetli bir şekilde tasarlanabilmelidir. Bitkilerin halihazır ve yakın gelecekte alabilecekleri boyutlar da iyi kestirilmelidir. Bir bitkinin şişe içinde kenarları zorlayarak eğilmesi güzel bir görünüm oluşturmaz. Dar boğazlı şişelerde çiçekli bitkilerden ziyade Foliage plents'ler dediğimiz yaprakları için yetiştirilen bitkiler tercih edilir Ancak çiçek li bitkileri de bu kapta kuruyan çiçekleri dışarıya kolaylıkla alabilme halinde yetiştirebiliriz. Örneğin dar ağızlı bir kavanoz veya damacana tipinin dibinde Afrika menekşelerini yetiştirmek gibi.

Şişe bahçelerinde dar ve geniş ağızlı şişelerde serin ılıman ve sıcak şartlarda yetiştirilecek bitkiler farklılık gösterir.

Şişe bahçeleri ve bundan sonra göreceğimiz Terrariumlar için uygun bitkiler şunlardır:

Dar ağızlı kaplar için uygun, yapraklı (Foliage) bitkiler:

Bunları serin, ılıman ve sıcak koşullarda yetiştirilmek üzere 3 alt grupta toplayabiliriz.

Serin koşullarda : Adiantum capillus-vereris, Hedçra helix (küçük yapraklı), Ophiopogan plansscapus.

Ilıman koşullarda : Adiantum hippidulum, Calathea insignis, Calathea makoyana, Calathea ornata (genç iken), Maranta leuconeura "Kerchoveana", Pellioniapulehra, Pilea muscosa' "microphylla ", Scirpus cernuus, Selaginella kraussiana.

Sıcak koşullarda : Fittonia argyroneura, Peperonıia caperata, Siderasis fuscata.

Geniş ağızlı kavanoz tipinde kaplar için uygun çiçekli bitkiler:

Serin koşullarda : Nertera depressa (granadensis), Oxalis deppei, Saxifraga sarmentosa.

Ilıman koşullarda : Begonia boweri, Plectranthus certendahlii, Saintpaulia tonantha.



Sıcak koşullarda : Episcia dianthiflora, Sonerila margaritaceae "Argentea".



Birçok eğrelti kapalı kaplarda yetiştirilebilirler. Eğer kap küçük ise çok genç eğreltiler ya hut küçük ve yavaş büyüyen varyeteleri seçilebilir.

Dikimler kenardan içe doğru yapılır, yavaş büyüyen türlere ait bitkiler kenarlara, daha hızlı büyüyenler ve boylu bitkiler ise en son olarak ortaya yerleştirilir. Yerleştirme esnasında şişeyi çevirerek her taraftan aradığımız etkinliğin sağlanıp sağlanmadığını kontrol etmelidir. Gerekli değişiklikler günler, haftalar geçmeden hemen yapılmalıdır. Zira daha sonra bu deği şiklikleri yapmak zorlaşır. Karışımlar da ayrıca yaprak renkleri bakımından kontrast teşkil eden bitkiler seçilerek dikkat çekici bir kompozisyon yaratılabilir. Ayrıca bitkiler etrafında mermer parçalan, granüle kil yahut granit parçaları konur, zemin dalgalandırılarak minyatür bir peyzaj etkinliği de sağlanabilir. Ancak bu konuda daha geniş mekanlar olan Terrariumlar daha fazla vaat edicidir.

Dikimlerde önce uzun saplı, yuvarlak ağızlı küçük kaşıklarla dikim çukurlan hazırlanır, sonra  ay şeklinde bir yanm halkaya tutturulmuş bir çubuk yardımı ile yanm halka kısmına bitki oturtularak çukura indirilir eğer bitki dağınık form da ise bu takdirde bitkiyi şişenin dibine yerleştirirken bitki aşağıya bir kâğıt külah içinde indi rilmelidir

Daha sonra 2 çubuk kullanılarak bitki kökü daha önce açılan çukura sokulur , bastınlır ve sonra da kâğıt külah bitkinin çevresinden uzaklaştırılarak şişenin dışına alınır ve bitki tekrar düzeltilir.

Bitki düzgün pozisyona geldiğinde etrafındaki toprak ucuna bir şişe mantan veya boş bir iplik makarası geçirilmiş çubuk yardımıyle şahmerdan gibi vurulup bastınlarak bitki kökleri yetiştirme ortamı ile iyice temas edecek ve dik duracak bir duruma getirilir

Sonra da kavanozun diğer kısımlan öngörülen aranjmana uygun olarak diğer bitkiler de kullanılarak dikim tamamlanır

Dikim işi tamamlandıktan sonra sprey ile şişleme halinde su püskürtülür. Püskürtme ke narlara ve cama yapılır doğrudan yetiştirme ortamına yapılmaz, aksi halde ortamda parça kalk maları olabilir. Ve böylece kenarlara ve cama doğru yapılan su püskürtmesi ile dolaylı olarak kompost rutubetlendirilir, fakat şişenin tıpası hemen kapatılmaz. Aksi halde şişe içinde fazla rutubet birikmesi olur ve cam kabın iç kısımlannda cidarda su zerrecikleri birikir ve içteki bitkiler görülmez hale gelir. O zaman şişe içinde ve dışındaki sıcaklık ve hava rutubeti dengele nene kadar şişe açık bırakılır, bu denge sağlandıktan sonra tıpası kapanır. Bu açık kalış birkaç hafta sürebilir. Bazen c/e çaöufc kuruma gösterir, bu takdirde bir miktar sulama da sözkonusu olabilir.

Bakım tedbiri olarak sulama esnasında da gene sabah saatleri biraz bunun dışında da camda rutubet yoğunluğu hâlâ görünüyorsa şişe tıpası bu yoğunluk gidip şişe içi istenen rutu bet seviyesine ulaşıp cam temiz kalıncaya kadar şişe açık tutulur ve sonra tıpa kapanır. Böylece o şişe içinde bitkiler için ideal bir yetişme ortamı yaratılmış olur. Ancak şişe bahçelerinin de ışığa ihtiyacı olduğu unutulmamalı fakat asla direkt güneş ışınlan olan bir yere de konma malıdır.

Kısa sürede (birkaç ay içinde) bitkiler büyür ve kavanoz içinde minyatür tropik bahçe ve orman görünümlü bir şişe bahçesi oluşur. Bitkiler çok büyüdüğü vakit büyüyenleri alıp yeni lerini yerleştirmek veya ucu jiletli değneklerle bazı kısımları budamak ve bakım tedbiri olarak da çürüyen kısımlann kesilerek şişe dışına alınmaları gerekir. Böylece istenilen aranjmanın de vamlılığı sağlanmış olur. Sulama geniş aralıklarla bazen birkaç ayda bir olmak üzere çok ba sit ve kolay bir bakım yeterlidir .

Terrarium'lara gelince bunlar şişe bahçeleri gibi olup ancak akvaryumlar gibi daha ziya de büyük camdan yetişme ortamlandır.

Bunlar akvaryum, kavanoz, cam fanus veya ahşap veya metal çerçeveli özel yapılmış cam kaplar şeklindedir. Bunlar silindirik cam veya şeffaf plastik kaplar ve hatta cam büyük bir ak varyum şeklinde olabilirler. Bunlar içinde minyatür tepecikler, küçük vadiler oluşturularak tom ruk parçalannı temsil eden küçük odun yuvarlaklan konularak, küçük patikalar meydana geti rerek minyatür bir tropik veya bakir orman görünümü verilmeye çalışılır

Bu rutubetli atmosferde birçok tropik bitki yetiştirilebilir. Bunlardan bilhassa sıcaklık ve hafif gölge isteyenler için bu rutubetli ortam çok müsaittir. Özellikle çalı formunda bir habitü- ye sahip bitkiler, örneğin minyatür Begonia boweri (Miniature Eye-lash Begonia=minyatür kiıpik begonyası), Chamaedorea elegans (Draft Mountan Palm = Bodur dağ palmiyesi) ve Buttonferu denilen bir nevi eğrelti (Pellaea rotundifolia) gibi. Çeşitli şekil ve renkte güzel yap- raklarıyla tanınmış Sansevieria hahnii variegata ve san kenarlı formlan, Maranta leoconeura (kırmızı şeritleri ile) güzel renklere sahip foliage bitkiler ve emeralt (zümrüt yeşili), yeşil ve çukulata renkli bazı begonyalar, Pellionia pulchra bunlann en dikkat çekicileridir. Özellikle çan formundaki cam bir terrariumda  eğreltiler güzel kombinasyonlar oluşturur. Bunlardan Adiantum hispidulum, Aspilenium bulbiforum, Aspilenium nidus ve diğer bir eğrelti Pellaea rotundifolia bu konuda sözkonusu olabilecek önemli eğreltilerdir.

 bütün bitkiler aynı serin ve gölge şartları içinde gelişecekler dir. Bu bitki gruplannı oluşturmak üzere bu şartlara uygunluğu bilinen Hedera helix, "Minima", Chlorophytum elatum "Variegatum", Adiantum Capillus-Veneris ve Tolmiea men- ziesii gibi şekil, tekstür ve yaprak renkleri bakımından kontrast teşkil eden bitkiler sözkonusu olabilir. Ayrıca bu konuda çayın canlandırmak üzere 2 bitki türünden biri beyaz şeritlere sahip yeşil yapraklan ile Acorus gramineus "Variegatus" ve diğeri de pembe siyah kemer şeklinde yapraklan ve Nisan'ı takibeden açan ve uzun süre dayanan parlak turuncu üzümsü meyvaları ile Ophiopogan planiscapus olmak üzere bu iki bitki terrarium'a bakir orman görünümü ka zandırmada çok etkilidirler.
 13 cm kadar derinlikte tabaklara önce dibe iki santimlik bir çakıl taba kası ve onun üstüne de 8-10 cm kalınlıkta bir turba kompost tabakası serilerek üstüne ekli şe mada gösterilen aranjmana uygun olarak altlannda yazılı bitki türleri dikilerek ve üstü cam ve ya plastik bir fanus geçirilereK Dır lerrarium oluşturulabilir.

Eğreltileri uzun silindirik şekilli cam kaplarda da güzel bir görünüm içinde büyütebiliriz  Bu cam kabın iç kısmının etrafına çepeçevre 1 cm büyüklükte petekle ri olan izole telden yapılmış bir kafes geçirilmiştir. Altı açık bu cam silindir fanus su geçirmez bir kabın içine oturtulur. Alta 2-3 cnı'lik bir spagnum yosun tabakası yerleştirilir. Sonra tel ağın aralıkları içine çepeçevre yosun kaplanır ve üstüne kömür tozu karıştırılmış turba kompost serpilir. Küçük eğreltilerin her biri, kökleri komposto girecek şekilde çepeçevre bu fanus etrafında tel ağ üzerine yerleştirilir. Sonra yosunlara su püskürtülerek nemlendirilir. Böylece eğreltiler için çok uygun bir vasat oluşturulmuş olur. Buraya yerleştirilecek eğreltiler Adian tum hispidulum, Aspilenium bulbiforum, Aspilanium nidus ve Pellaea rotundifolia türleri ara sından seçilebilir. Bu türler gölge ve sıcaklık isterler.



Terrariumlarda bakım daha önce gördüğümüz şişe bahçelerindeki bakımın aynıdır. Terrariumdaki bitkiler hızlı bir büyümeye neden olacak şekilde beslenmemelidirler. Bitki bu cam mekana sığmayacak kadar büyüdüğü zaman oradan çıkarılıp yerine benzeri türden daha küçük bir birey dikilir. Daha fazla bitki çıkarmak gerekiyorsa aranjman değişiklik istenen şekle göre yenilenir.

Örnek bir kaç şişe bahçesi







   

3 Ekim 2010 Pazar

Yılbaşı Çiçeği

İngilizcede yaygın isimleri: Thanksgiving Cactus, Christmas Cactus, Easter Cactus
Bazı cinsleri ilkbaharda çiçek açar. Bir kaktüs türüdür ama bakımı diğer kaktüslerle aynı şekilde değildir. Direkt güneşten koruyun. Kupkuru toprakta tutmayın. Kışın dondan kesin zarar görür. Bütün bunlar, yılbaşı kaktüsünün bir tropikal orman bitkisi olması sebebiyledir.
                     

Yılbaşı kaktüsü tek bir cinsten ibaret değildir. Zygocactus truncatus / Rhipsalidopsis gaertneri / Schlumbergera … vs. cinsleri var. Günümüzde çoğu Schlumbergera truncata ve S. Russelliana cinslerinin hibritleridir. Hepsinin kökeni Güney Amerika kıtasının tropikal ormanlarıdır. Aşağıdaki bakım bilgileri genel olup her cinsine uygundur.
Ana vatanında doğal ortamında orkide gibi ağaç dallarında, kökleri açıkta yaşar. Tropikal ormanların havası aşırı nemli ve ortamı havadardır, esintilidir. Bu yüzden kökleri havalı ortama uyum sağlamıştır. Yılbaşı kaktüsünü saksıda yetiştirmek için orkidelere sağladığınız şartların benzerini sağlamalısınız. Bir farkla: Yılbaşı kaktüsü saksıda besince zengin toprak ister. Yani toprak olarak sırf çam kabukları kullanmamalısınız. Torf hiç kullanılmamalı. Birçok web sitelerinde torf tavsiye ediliyor. Her şeyde torf tavsiye ederler. Hiç uygun değil. Besin değeri düşük, suyu fazla tutuyor ve iddiaların aksine “saksıda” kökleri havasız bırakıyor. Yani bir saksı toprağı olarak torf ancak fazla suyu seven “toprak bitkileri”ne uygundur.
Yılbaşı kaktüsü için toprak karışımı tavsiyelerim:
1) Hem pek su tutmayan hem nemi daha iyi koruyan ve havadar karışım
%40 orkideler için kullanılan çam kabukları + % 20 iyi bahçe toprağı + %20 kestane toprağı + %10 yanmış sığır gübresi + %10 perlit
Bu karışımı saksıya doldurunca bastırmayın, bırakın gevşek ve havadar kalsın. Bu şekilde yılbaşı kaktüslerinizi içine ekin. Mevcut nemliliği fazla ise hafifçe azalana kadar sulamayın.
2) Daha basit bir karışım.. Bunda toprak çabuk kuruyabilir; nemliliğini kontrol ederek daha sık sulamanız gerekebilir:
%40 ponza taşı + % 20 iyi bahçe toprağı + %20 kullanılmış çay + %10 yanmış sığır gübresi + %10 perlit.
Bu ikinci tarifimi uygularsanız yılbaşı kaktüsünün toprağını birkaç yıl hiç değiştirmeseniz de olur. Zaten çoğu bitkilerin en iyi çiçeklenmesi, köklerinin saksıya sığmayacak şekilde çoğaldığı zaman oluyor. Bu zamana kadar saksı değiştirmek gerekmez. Yalnız yaz aylarında besin vermek gereklidir.
Ben çok küçükken annemin yılbaşı kaktüslerini bol bol çiçek açtırdığını hatırlıyorum. Yetiştirdiği bütün çiçekler için saksılarda daima bahçe toprağı ile sığır gübresi kullanırdı. Sığır gübresini bir mandıradan ücretsiz alırdık, toprağı ise kendi bahçemizden…
Toprakta mükemmel ayar için ipucu:
a) Su ihtiyacı – Doğal ortamında yılbaşı kaktüsleri ağaç dalları üzerinde yaşar, kökleri açıktadır. Havanın aşırı nemli olması, güneşin ağaç yapraklarından filtrelenerek gelmesi köklerin kurumamasını sağlar. Arada bir yağan yağmurlardan yılbaşı kaktüsü suyu depolar. Yağmur yağmasa bile tropikal ormanlarda gece sabaha kadar havanın nemi değdiği her cisimde yoğunlaşarak her tarafı ıslatır (sabah ortalık çabucak tekrar kurur), bu şekilde de kökleri açıkta yaşayan bitkiler su ihtiyacını biraz olsun temin eder depolar ve günün çok sıcak saatlerinde susuz kalmazlar.
b) Besin ihtiyacı – Ağaç dallarında, yapraklarında hayvan dışkıları vesaire sıcağın etkisiyle çabuk çürür, çabuk fermantasyona uğrar. Yağmur damlalarının sürüklemesiyle yılbaşı kaktüslerinin, orkidelerin vb. bitkilerin köklerine ulaşır gıda olur.
İki ayrı toprak karışım tarifi vermemin sebebi, bu iki ipucunu da hesaba katarak kendi tecrübelerinize veya bulunduğunuz yerin sıcaklık ve hava nemliliği özelliklerine göre en uygun toprak karışımını düşünmenizi, en uygun bir karışım hazırlamanızı sağlamaktır.
Yılbaşı kaktüsü orta veya hafif asitli toprak ister: Anavatanında yaşadığı ortam, bu bitkileri kireçsiz – alkalinsiz yani asitli toprak ve saf su sever hale getirmiştir. Kireçli topraktan ve kireçli sudan uzak tutmanız şart. Bununla beraber iyi bahçe topraklarının alkalin değeri çok yüksek değildir. Asitli veya nötr sayılmasa da alkalin oranı tehlike arz etmez. Hem karışımda sırf bahçe toprağı kullanmıyoruz. Sadece sulama suyuna dikkat edeceksiniz. Bir de mesela demlediğiniz çay ile (tabii soğutarak ve şekersiz olarak) iki ayda bir sulamanız çok iyi gelir. Çaydaki “tannic” asit yılbaşı kaktüsüne faydalıdır. Kullandığınız çayları biraz kurutarak saksı / toprak değiştirme zamanında yılbaşı kaktüsünün toprak karışımına katabilirsiniz. Bulabilirseniz karışımda kestane toprağı da kullanmanız çok yerinde olur çünkü karışımda asitliliği yükseltir. Bahçe toprağında ısrar etmemde iki sebep var: Birincisi besin değeri torfla kıyaslanmayacak derecede daha yüksektir, besin, mineral, trace elements çeşitliliği zengindir (sığır gübresindeki faydalı mikroorganizmalar sayesinde daha da etkinleşiyor), ikincisi rahmetli annemden biliyorum yılbaşı kaktüsleri bahçe toprağında gayet güzel yetişebiliyor, bol çiçek açabiliyor.
Sulama: Yılbaşı kaktüsü için toprak günlerce ıslak tutulmamalı, ancak neminin korunması sağlanmalı. Toprak olarak kullandığınız karışım nemini biraz yitirdikçe ılık su ile sulayın; saksı altından süzülüp çıkan suyun tamamen akıp gitmesini, geri emilmemesini sağlayın.
Bu sulama ölçüsünün azı zararlıdır, yılbaşı kaktüsünü kurutabilir, çoğu ise kökleri çürütür.
Yazın duruma göre iki günde bir veya haftada bir sulanabilir. Serin günlerde daha seyrek..
Işık ihtiyacı: Direkt güneşten kesinlikle korunmaları gerekiyor. Sadece kış güneşinin direkt gelmesi zarar vermez. Orkidelerde ve antoryumlarda olduğu gibi, yılbaşı kaktüsleri de direkt güneş ışınlarının şiddetini % 50 – 70 arasında azaltan pencere tülü, ağaç yaprakları veya yarı şeffaf muşamba gibi filtreleyiciler arkasından güneş almalı.
Ortam: İlkbaharda don tehlikesi sona erince dış ortama alırsanız, sonbahar soğuklarına kadar dışarıda tutarsanız toprak daha fazla hava alacağı için daha iyi daha sağlıklı gelişim gösterir. Yeri yarı gölgeli olmalı, özellikle öğle vakti güneşinden çok iyi korunmalı. Ayrıca çok nemli havalı ortamda daha sağlıklı olacaktır. Bunun için diğer bitkilerin arasına koyabilirsiniz. Bahçede hava cereyanı olmaz ama eğer hemen kapı yanında pencere yanında bulunursa hava cereyanına maruz kalabilir bu iyi değildir. Ev içinde de cereyana maruz kalmamasına önem verin.
Besin vermek: Yukardaki gibi toprak karışımlarında pek gerekmez ama çiçek kalitesinin mükemmel olması için ve eğer aynı toprakta iki yıldır duruyorsa ve kökler her yeri kaplamışsa besin vermek iyi olur. Orkideler için piyasada satılan besinden tavsiye ederim. Koçtaş vb. büyük alışveriş merkezlerinde satılıyor. Orkide besini özellikle antoryum ve akrabası (difenbahya, devetabanı, barış çiçeği vb.) bitkilere de çok uygundur (antoryum yetiştiricilerinin tavsiyesi). Yalnız yılbaşı kaktüsü zaten besinli toprakta yetiştirildiği için takviye besin orkidelere uygulanan ölçüden çok daha az verilmeli. Eylülün sonundan itibaren (aşağıda çiçeklenmesi için yazdıklarıma rağmen) besin vermeyi kesmelisiniz.
Çiçeklenmesi: Kökleri ne kadar çoğalmışsa o kadar çiçek açma potansiyeli olur. Yılbaşı kaktüslerinin çoğu cinsinde sonbaharda gündüzler kısalıp serin günler başladığı zaman birkaç hafta içinde tomurcuklar belirmeye başlar.
Çiçek açmasının kesinleşmesi için: Ortalama 5 hafta boyunca şöyle bir ortamda bulunması gerekiyor: Ekim -Kasım aylarında gündüzler kısa, geceler uzun, ısı 10 – 15˚ C derece aralığında olması.. En az 12 saat gece süresi tavsiye ediliyor. Yani ekim ayı başından itibaren uygundur, tabii serin hava da gerekli. Sulaması biraz azaltılmalı. Bulunduğu yerde gece hiç ışık olmamalı.
Tomurcuklar belirdikten sonra yılbaşı kaktüsleri normal ev ortamlarına alınabilir. Güneşli bir pencere önüne koymalısınız. Artık mevsim yaz olmadığı için direkt güneşin zararı olmaz (yine de ince bir tül ile güneşin biraz filtrelenmesi daha iyi olur). Hava cereyanı olmamalı. Ev sıcak olacağından dolayı sulamayı ona göre arttırmanız gerekiyor – hem tomurcukların büyümesi için gerekli. Minik tomurcukların gelişip çiçek açması yılbaşı zamanını bulur. Çiçeklenmesi bitince ilkbahara kadar az sulayın.
Çoğaltılması: En iyi zaman mayıs – haziran aylarıdır ki kışın bolca çiçek açabilecek kadar büyüyebilsinler.
Yılbaşı kaktüsünden iki veya üç boğumlu parçalar kullanmalısınız. Kesilen parçalar en az 4 saat en fazla 24 saat açıkta bekletilmeli. Bu süre havanın sıcaklığına göre değişir.
Sonra yukarda anlattığım sevdiği toprak karışımına dikeceksiniz. Direkt güneş almayan çok aydınlık bir yerde tutun. Bir ay içinde hem köklenme hem filizlenme gerçekleşir. Diktiğiniz zaman bir ay süresince, çok fazla pörsüme göstermedikçe normalden biraz daha az sulayın.

bitkiveçiçek.com

Orkide

Dünyanın en güzel çiçeklerinden biri orkide. Üstelik yetiştirmesi de sanıldığının aksine çok kolay. Tabii, bazı püf noktalarına dikkat etmek şartıyla..
orkide
Yetmişli ve seksenli yıllarda en dandik mücevherle bile kadınları etkiledi, minimalizmle doruk noktasına ulaştı. O kadar çok kullanıldı ki, bence yüzü eskidi.
Evet, bu sözünü ettiğim bitki orkideden başkası değil. Anavatanı Uzakdoğu olan orkide, yaklaşık 750 tür ve 20 bin çeşidiyle dev bir aileye sahip. Bizde de güneyde doğada en gırgır şekli yetişiyor. Pijama giymiş gibi ince uzun ve şapkalı (Şimdi tam zamanı).
orkide
Orkideler Amerikalıların hastalıklarından biri. Delirmiş gibi tüketiyorlar. Çiçek geçince kaldırıp atıyorlar. Halbuki uğraşılsa her sene gelişerek daha çok açabiliyor. Bakımı zor zannediyorsunuz ama çok kolay. Öyle yeşil parmak olmanıza da gerek yok. En kara parmaklı bile bu işi becerebilir. Alın işte orkidenin püf noktaları:
  • Asla güneşte bırakmayın. Eğrelti otları gibi süzülmüş, perdelenmiş ışık isterler. Güneşte kalan orkide ölür.
  • Musluktan doldurduğunuz suyu vermeyin. Bir gece önce suyu bir kaba koyup klorun geçmesini bekleyin ya da yağmur suyu kullanın.
  • Sulama sonrası saksı dibinde su bırakmayın, dökün.
  • Çiçeklerin açması bitince orkideler beş ay dinlenmek ister. Bu dönemde sulamalar arasında birkaç gün kuru bırakın. (İlgi göstermeyin!)
  • Orkideler gübre sevmez. Ya özel kendi sıvı gübresini bulup alın ya da potasyumlu gül gübresini yarım dozaj azaltarak verin. Koyun, keçi, at gübresini unutun.
  • Gübre çiçekliyken iki haftada bir, dinlenirken ayda bir verilebilir.
  • Orkideler yapışık toprak sevmez. Saksı değiştirirken perlit taş, kömür parçası, odun kabukları, kumla toprağı zenginleştirin ki toprakta hava dolaşsın.
  • Şıklık olsun, zengin dursun diye saksı değiştirmeyin. Aldığınız minicik saksısı iki sene yeter. Sonra azıcık büyüğünü alıp dikin.
  • Orkidelerin bulunduğu mekanı bitkinin sağlığı için havalandırın. Aslında hava size de iyi gelebilir!
  • Orkideler hiçbir zaman beklendiği gibi kokmaz. Hatta en güzelleri çürük et gibi kokar. Şimdi niye arada bir havalandırın dediğimi anladınız mı?
orkide Orkidelerin üretimi de çok kolay. Soğanlı türlerde (Cymbidium) saksı değiştirirken yeni çıkmış soğanları ayırın. Dendrobium ve Epidendrum türlerde  yeni sürgün dalları en az bir tomurcuklu olmak kaydıyla  7-10 santimde bir kesip toprağa yatay koyun. Öylece köklenecektir. Bir de kurdela gibi havadan kök atanlar var ki onları yavruları havada görünce kopartıp dikin. Orkidelerin fiyatı toptancılarda 15 - 20 milyondan başlayıp 40 milyona kadar çıkıyor. Sizin çiçekçilerinizde kaç para bilmem ama semtten semte, adamların insafına göre değiştiğini biliyorum. Pazarlık size kalmış. Ne de olsa toptan fiyatını biliyorsunuz.
Not: Geçen haftaki cycasların fiyatı yanlış yazılmış. Cycasların fiyatı 8 milyon ile 3 milyar lira arasında değişiyor.
Faydalı kitaplar: Orkide bu kadar az anlatılamaz. Konuyla ilgileniyorsanız Henry Jaworski’nin yazdığı “An Indoor Gardening Guide Orchids Simplified” adlı kitabı tavsiye ederim. Başka kitaplar da var;
  • Home Orchid Growing
  • Orchids As House Plants
  • Orchid Growing Basics
  • Simon and Schuster’s Guide to Orchids
  • Ortho’s All About Orchids…
Murat Pilevneli Bahçevan.com'dan alıntı